Koyu Switch Mode

Turning [Novel] 19. Bölüm

Tüm Bölümler Turning [Novel]
A+ A-

Çevirmen: Mave


Bölüm 19

“Sıradaki, Yuder.”

“Yuder!”

Sonunda Yuder’ın adı okundu. Yuder sıradan çıkarken, açık alanın dışındaki kalabalıkta dikkat çeken kızıl saçlı biri, Gakane, ona kocaman bir gülümsemeyle el salladı.

Soyadı almış olan Süvari üyelerinin törene katılmaları gerekmiyordu ama Gakane gibi çoğu kişi, alanın dışından coşkulu alkışlar ve tezahüratlarla izliyordu.

Arada sırada, bu özel törene küçümseyici bakışlar atan bazı İmparatorluk Şövalyeleri geçse de kimse onlara aldırış etmiyordu.

Yuder, Gakane’e kısaca göz attıktan sonra platforma yürümeye devam etti. Platformda, her zamanki beyaz üniformasının üzerine imparatorluk tören pelerini giymiş olan Kishiar duruyordu.

Güneşi andıran altın saçlarının altında, tapınaklardaki Güneş Tanrılarını tasvir eden resimlere benzer şekilde parlayan kızıl gözleriyle, neredeyse kutsal bir görünüm sergiliyordu.

Fakat Yuder’a yönelttiği bakışta, son derece insani bir merak parlıyordu.

“Beklediğim gibi, hiç heyecan belirtisi göstermiyorsun.”

“Heyecanlı mı olmalıydım?”

Kishiar’ın alçak sesle söylediği sözlere karşılık, Yuder başını hafifçe yana eğerek cevap verdi. Bu, Kishiar’ın gülümsemesini daha da derinleştirdi.

“Hayır, heyecanlı olsaydın hayal kırıklığına uğrardım.”

“Demek ki sorun yok.”

Sonuçta, bu süreci ikinci kez yaşıyordu. İlkinde biraz titremiş miydi? Tam olarak hatırlamıyordu.

Kishiar’ın elindeki kâğıda bakmadan ne yazdığını zaten biliyordu.Kishiar, Yuder’ın ifadesiz yüzüne bakarak yüksek sesle konuşmaya başladı.

“Süvari üyesi Yuder’a, onurlu ‘Aile’ soyadını bahşediyorum.”

“Teşekkür ederim. Bu onuru kabul ediyorum.”

Beklendiği gibi, verilen soyadı değişmemişti. Yaşadığı yerden alınan ‘Aile’ idi. Yine de, bir üye olarak ‘Yuder Aile’ ismi, komutan olan ‘Yudrain Aile’den farklı olarak, pek de fena gelmemişti. Böyle düşünmeye karar verdi.

Kishiar’a arkasını dönmeden platformdan indi. Çok uzakta olmayan Gakane, coşkulu bir gülümsemeyle bağırarak tebrik ediyordu.

“Yuder! Kutlama partisi olacak. Biz de gitmeliyiz.”

Tören sona erdikten sonra, yurtlara yönelen Yuder’ın peşinden koşan Gakane, neşeyle omzuna vurarak seslendi.

“…Nereye?”

“İmparatorluk Şövalyeleri arazisinin dışındaki bir meyhaneye gitmeye karar verdik. Juan orayı önceden arayıp tamamen boşalttırdı. Üç katlı bir bina, yer sorunumuz olmayacak. Herkes çoktan gitti bile.”

Sadece emin olmak için sormuştu, ama cevabı beklediği gibiydi. Gakane’nin heyecan dolu konuşmalarını bir kulağından dinlerken Yuder, eski anılarını hatırlıyordu.

‘Hatırlıyorum da, o zaman daveti geri çevirip yalnız başıma antrenman yapmıştım.’

Süvari Birliği’ne yeni katıldığı zamanlar, ilişkiler kurmak için sabırsızlanan yoldaşlarını anlayamıyordu. O dönemde onun için önemli olan, gücünü ne kadar ileriye taşıyabileceğini kendine kanıtlamaktı.

Güçlenmek dışında ilgisini çeken bir şey olmadığı için birinin davetini reddetmiş, tüm günü antrenman alanında geçirmişti.

Şimdi bile sosyal etkinlikler veya içki partilerinden hoşlanmıyordu. Ancak komutan olduktan sonra ve imparatorun emirleriyle defalarca sürüklenmiş biri olarak, istemese bile katılması gereken anlar olduğunu artık biliyordu.

O dönemde katlandığı onca sıkıcı toplantıya kıyasla, bu hiçbir şeydi.

‘O zamanla şimdi arasında hedeflerim farklıydı.’

Artık Yuder’ın hedefi kendi gücünü artırmak değil, olabildiğince çok yetenekli insanın Süvari Birliği’nden ayrılmasını önlemek, yaklaşmakta olan felaketlere hazırlanmak olmuştu.

‘Gücümü her zaman geliştirebilirim. Ama bir kişiyi kaybettim mi, geri dönüşü yok. Bunu öğrendim.’

“O yüzden sen de gelmelisin Yuder. Eğlenceli olacak.”

“Pekâlâ. Gidelim.”

Gakane’nin bir süredir süren konuşmasının son sözlerine, Yuder sessizce karşılık verdi. Bunu duyan Gakane derin bir nefes aldı ve Yuder’a sıkıca sarıldı.

“Gideceğini duyduğuma sevindim! Reddedersin diye biraz endişelenmiştim.”

“…”

Yuder uzun zamandır biri tarafından sarılmamıştı. Bu yabancı his karşısında irkildi, gözlerini kırptı ve Gakane hemen sıkı tutuşunu gevşetti.

“Ah, özür dilerim. Rahatsız mı ettim?”

“Hayır. …Sorun değil.”

“İyi o zaman. Hadi gidelim. Herkes bizi bekliyor.”

Gülümsedi ve Yuder’ın kolunu tutarak onu oradan uzaklaştırdı.

Yuder, Süvari Birliği’ne katıldığından beri ilk kez İmparatorluk Şövalyeleri arazisinden çıkıyordu. Başkentin tanıdık sokakları her zamanki gibi kalabalık ve insanla dolup taşıyor, neredeyse baş ağrıtacak kadar yoğundu.

Gakane kalabalığın içinde şaşırtıcı bir çeviklikle yol alıyordu. Başının yan tarafında gözleri varmış gibi akıcı ilerleyişini izleyen Yuder, ona istemsizce hayran kaldı.

“İşte geldik. Kara Balina! Aynı zamanda bir hanmış, bayağı da büyük, değil mi?”

Sonunda varacakları yer göründü. Gakane’in işaret ettiği düzgün ahşap binaya yaklaştıklarında, içeriden gelen coşkulu kahkahalar gitgide daha net duyulmaya başladı. Görünüşe göre birçok kişi çoktan gelmişti.

“Ben geldim! Yuder da yanımda!”

Hâlâ Yuder’ın koluna tutunmuş olan Gakane, göğsüyle kapıyı iterek açınca içeriden tezahüratlar yükseldi.

“Gakane sonunda Yuder’ı getirdi!”

“Bahsin sonucu belli oldu, kaybedenler bozukluklarını atsın!”

“Eh, ben sonuna kadar gelmez diye bahse girmiştim.”

Biri homurdandı ve bakırdan bir sikke fırlattı. İkinci ve hatta üçüncü kattan aşağıya sikkeler yağmaya başladı, ama şapkalı adam hepsini yakalamayı başardı.

Bu sadece iyi reflekslerinin göstergesi değildi; belli belirsiz rüzgar yaratma yeteneğini de kullanmıştı. Meyhane kahkahalarla doldu.

“Gakane! Yuder! Buradayız!”

Çok uzak olmayan bir köşede oturan Kanna, elini salladı. Yuder, Gakane ile birlikte onun yanına oturdu. Etraflarında tanıdık yüzler vardı.

İmparatorluk Şövalyeleri eğitim alanında yakın zamanda tanıştığı Ever, ayı suratlı eski oda arkadaşı Kurga ve birkaç tanıdık daha yuvarlak masanın etrafında oturuyordu. Masanın üzerinde çoktan birçok yemek tabağı ve birkaç şişe içki vardı.

“Ben Yuder gelir diye bahse girmiştim. Ödememi bekliyorum, bu sefer epey tuzlu olacak.”

Kanna gülümseyerek konuştuğunda etraftan hayal kırıklığı içeren iç çekişler ve sevinç çığlıkları yükseldi.

“Abartmayın. Ya bir dahaki sefere gerçekten gelmeyeceğini söylerse? Bahisleri bu kadar açık yapıyorsunuz,” dedi Gakane.

“Hayır ama, Yuder İmparatorluk Şövalyelerinin o ukala soylularına bile yüz vermedi. Böyle bir şeye katılır gibi görünmüyordu, değil mi?” diye yanıtladı Ever.

Gakane, endişeli bir ifadeyle Yuder’a bir kadeh pirinç şarabı uzattı. Gakane’in sözlerine karşılık, Yuder kısa ve umursamazca “Evet,” dedi. Gözleri, başını onaylayarak sallayan Ever’a takıldı.

“Benim için fark etmez.”

“Bak Gakane, Yuder konusunda çok hassassın. Ama sayende biraz para kazandık, bugünlük sana teşekkür etsek yeridir, ha?”

“Kanna…”

Gakane iç çekerek başını önüne eğdi.

“Peki o zaman, burada olmayan genç arkadaşlarımız ve özel durumu olanlar hariç herkes burada olduğuna göre, kutlamayı resmen başlatalım! Soyadı alan arkadaşlarımız için kaldıralım kadehleri!”

“Şerefe!”

Süvari üyeleri hep bir ağızdan kadehlerini kaldırdı.

“Majesteleri İmparator’un ve asil komutanımızın şerefine, şerefe!”

“Şerefe!”

Ve böylece, gürültülü parti resmen başlamış oldu. Masalar arasında serbestçe dolaşıp karınlarını doyururken ve gönüllerince içerken, neşe dolu kahkahalar ve mutluluk etrafa yayıldı.

Bir zamanlar gezgin bir müzik grubunun üyesi olan biri, dükkanın köşesinde unutulmuş eski bir telli çalgı ve flüt ile neşeli müzikler çalmaya başlamıştı; bu da ortamın enerjisini iyice yükseltti.

Yuder’ın masasında oturan yoldaşlar birer birer başka masalara geçti ya da dans etmeye koyuldu. Gakane, biri tarafından piste sürüklendiğinde, her ne kadar beceriksizce dans etse de, fena iş çıkarmıyordu. Yuder bir duvara yaslanarak içkisini yudumlarken onu izledi.

Acaba o gelmediğinde de böyle eğleniyorlar mıydı? Sadece izlemek bile içini hoş bir duyguyla doldurdu ve daha önce neden katılmadığını düşünerek kendine hafifçe güldü.

‘Şu mide bulandırıcı soylu partilerinden çok daha iyiymiş.’

Yuder’a doğrudan yaklaşan pek olmasa da, göz göze gelen yoldaşlar hafifçe gülümseyerek uzaktan kadehlerini ona kaldırdı.

Hiçbirinin bakışlarında Yuder’a karşı olumsuz bir duygu yoktu. Bu, iki gün önce İmparatorluk Şövalyeleri eğitim alanında yaşanan olayın ayrıntılarını bilmelerindendi.

Süvari üyeleri, sahip oldukları bu yeni ve sarsıcı güç ile eski dünya algıları arasında kalmışlardı. Herkes herkesi yenebileceğine inanıyordu ama zayıf soylu şövalyelerin karşısında bile çoğu zaman cesaretlerini yitiriyorlardı.

Uyananlar arasında yüksek statülü olanlar da vardı, ancak ya Süvari’ye katılmamışlardı ya da katılsalar bile halktan gelen üyelerle aralarında mesafe vardı.

Böyle bir ortamda, Yuder’ın yaşattığı olay, her biri için büyük bir motivasyon ve rahatlatıcı bir tatmin olmuştu.

Halktan gelen bir Süvari üyesi, bir dükün evinden çıkan bir şövalyeye yalnızca gücüyle karşı koymuştu ve Komutan Kishiar, arka planı ne olursa olsun her Süvari üyesini koruyacağını göstermişti.

Artık kökenin önemi yoktu. Önemli olan Süvari Birliği ile kurulan bağdı.

Bu mesaj net bir şekilde verilmişti.

Etiketler: novel oku Turning [Novel] 19. Bölüm, novel Turning [Novel] 19. Bölüm, online Turning [Novel] 19. Bölüm oku, Turning [Novel] 19. Bölüm bölüm, Turning [Novel] 19. Bölüm yüksek kalite, Turning [Novel] 19. Bölüm light novel, ,

Yorum

İçerik Uyarısı
Uyarı, "Turning [Novel] 19. Bölüm" reşit olmayanlar için uygun olmayan şiddet, kan veya cinsel içeriğe sahip olabilir.
Onayla
Çık