Number One Zombie Wife [Novel] 4. Bölüm

Çevirmen: Khentimentiu

Zhan Bei Tian yan taraftan gelen sesi duyunca başını çevirdi. Yüzünde maske olan bir adamın ona doğru koştuğunu gördü. Koşan adamın peşinde, elinde baston sallayarak onu kovalayan orta yaşlı bir adam vardı. 

Tam o sırada, göz ucuyla karşı taraftan yansıyan bir ışık parıltısı fark etti. Zhan Bei Tian şaşkına döndü. Daha tepki bile veremeden ‘Pat’ diye bir ses duyuldu—bu, bir kurşunun bir bedene çarpmasının sesiydi. Az önce önünden geçen adam bir an sendeledi ve doğrudan Zhan Bei Tian’ın üzerine doğru düştü. 

Zhan Bei Tian hızla adamı yakaladı ve kollarının arasına aldı. Gözlerini yaralı adamın sağ koluna çevirdi, kan kırmızıydı ve kıyafetinde küçük bir delik açılmıştı. Bu bir kurşun yarasıydı! 

Zhan Bei Tian, adamın bedenini sıkıca kavrayarak ikisini de hızlıca bir mezar taşının arkasına sakladı. Bu sırada, orta yaşlı adam ve ailesi yetişti. Adam bastonunu yeniden kaldırdı ve öfkeyle bağırdı: 

“Bana bak, seni aşağılık herif! Sana nasıl bir son hazırladığımı göstereceğim!” 

Zhan Bei Tian bakışlarını adama çevirdi. Adam gözlerinin içine bakınca dehşete kapıldı, olduğu yerde donup kaldı. Kaldırdığı baston havada asılı kalmıştı, bir türlü aşağıya inemedi. Zhan Bei Tian’ın bakışları o kadar sert ve korkutucuydu ki adamın içini bir ürperti kapladı. Boğazını kurumuş gibi yutkundu, sonra da arkasına bile bakmadan ailesini toplayarak hızla oradan uzaklaştı. 

Zhan Bei Tian, kollarında güçsüzce yatan adama baktı ve sordu: 

“İyi misin?” 

İçinden bir his, bu adamın aslında kendisine isabet edecek kurşunun önüne geçtiğini söylüyordu. Yani, farkında olmadan Zhan Bei Tian’ın hayatını kurtarmıştı. 

Mu Yi Fan kısık bir sesle inledi, gözlerini açarken büyük bir zorluk çekti. Gözlerinin önünde tanıdık bir yüz gördüğünde, kalbi bir an duracak gibi oldu ve neredeyse yüksek sesle çığlık atacaktı. Ancak hemen suçluluk duygusunu ve şaşkınlığını bastırdı, doğal görünmeye çalışarak sordu: 

“Ne oldu bana?” 

Bütün bedeni ezilmiş gibi hissediyordu, sağ kolundaki acı ise sanki biri onu kesip atmış gibi dayanılmazdı. Ancak, bu dayanılmaz acı hızla kayboldu. Şimdi sadece hafif bir sızı hissediyordu, sanki derisine küçük bir iğne batırılmış gibiydi. 

Zhan Bei Tian kısa ve net bir cevap verdi: 

“Vuruldun.” 

“Ne? Vuruldum mu?” Mu Yi Fan şaşkınlıkla Zhan Bei Tian’a baktı. Eğer gerçekten vurulduysa, neden hiçbir acı hissetmiyordu? 

Yanlış! Az önce vurulduğunda ölümle burun buruna gelmişti, ama yaranın acısı hızla geçmişti. Bu da neyin nesiydi? 

Yoksa… yoksa zombiye dönüşmeye mi başlıyordu? 

Fakat, neden vurulmuştu ki? 

Mu Yi Fan kısa sürede durumu kavradı. Demek ki Zhan Bei Tian’a isabet edecek kurşunun önüne geçmişti! 

Lanet olsun! 

Bir başrol karakteri olmak gerçekten farklıydı. Öyle bir şansı vardı ki, karşısındaki adam istemeden bile olsa onu korumaya mecbur kalıyordu. 

Zhan Bei Tian fazla bir şey açıklama gereği duymadan konuştu: 

“Önce buradan gitmeliyiz.” 

Etraftaki insanlar havai fişekleri tekrar ateşlediğinde, yoğun duman her yeri kapladı. Bunu fırsat bilen Mu Yi Fan, adamı hızla kaldırdı ve tepeyi aşağı doğru koşmaya başladı. 

Kollarındaki adam tamamen sersemlemiş ve hissizdi, ama Mu Yi Fan’ın vakit kaybetmeye niyeti yoktu. Çünkü biliyordu ki, yazdığı kitabın olay örgüsüne göre, Zhan Bei Tian burada bir suikasta kurban gidecekti. 

Kitaba göre, Zhan Bei Tian vücuduna isabet eden bir kurşunla dağlarda ölüyor ve ruhu yeniden doğuyordu. Ancak şimdi her şey değişmişti, çünkü o kurşunu yiyen kendisiydi! 

Bu durumda ne olacaktı? 

Baş karakter kurşun yarasından ölmeyeceğine göre, ruhu nasıl yeniden doğacaktı? Hikâyenin sonraki bölümleri nasıl ilerleyecekti? 

Ve en önemlisi… Ya kendisi? 

Başrol karakterini gerçekten öldürmeyi başarabilecek miydi?