Koyu Switch Mode

Loneliness [Novel] 11. Bölüm

Tüm Bölümler Loneliness [Novel]
A+ A-

Çevirmen: Ari


Ertesi gün Yuan Yuan’ın uçağı on birdeydi.

Chen Dong Lan ona biraz yulaf lapası pişirmek için erkenden kalkmıştı. Yuan Yuan onun saat sekiz olmasına rağmen işe gitmediğini gördü ve şüpheyle sordu, “Beni havaalanına geçirmek için izin almadın değil mi?”

Chen Dong Lan neredeyse kabı düşürüyordu. Hedefi tek bir tahminle vurmuştu. Akılını mı okuyordu?

“Yu Lin beni geçirmeyi çoktan kabul etti. İznini boşa harcamana gerek yok.”

Çin Yeni Yılı’na birkaç gün kalmıştı. Chen Dong Lan’ın işten ayrılması için en zor zaman olmalıydı. Bir izin talebi olacaksa kesinlikle Çin Yeni Yılı tatillerinde yapması gerekirdi. Çoğu insan böyle değersiz bir şey için izin almazdı. Chen Dong Lan’ın Çin Yeni Yılı tatili, arifeden ikinci güne kadar sadece üç gündü. Hangi gün telafi ederse etsin bu onun için sadece bir kayıp olacaktı.

Yuan Yuan bir cevap almadan yulaf lapasını yemeye devam edemedi. “Aldın mı?”

Chen Dong Lan başını salladı. “Almadım.”

Yuan Yuan rahat bir nefes aldı.

Saat dokuz buçuğa doğru yavaş yavaş ilerledi. Chen Dong Lan kendini toparlamak ve işe gitmek için zorladı.

Yuan Yuan ise hazırlanıyordu. Chen Dong Lan’ın yavaşça ayakkabılarını giyerek kapıya yöneldiğini görünce ona seslendi, “Bekle, seni işe götürürüm.”

Chen Dong Lan bir an şaşırdı. “Gerek yok. Metro istasyonu çok yakın.”

Yuan Yuan bunu dikkatlice düşündü. Yeni yıldan hemen önce yollarda çok sayıda araba vardı ve günlük trafik sıkışıklığı çok kötüydü. Araba kullanmak metroya binmekten daha hızlı olmayabilirdi. “O zaman seni metro istasyonuna götüreceğim.”

Bir yetişkini neden işe götürmesi gerekiyordu ki? Cheng Dong Lan bunu reddetmeliydi ama yapamazdı.

Dışarıda nadiren güneş ışığının olduğu güzel bir gündü. Her gün işe giderken başı eğik şekilde aceleyle yürürdü. Ama bugün daha önce hiç olmadığı kadar güzel olduğunu hissetti.

Chen Dong Lan’ın hızı gitgide yavaşladı.

Yuan Yuan saatine baktı. “Acele etmezsen geç kalacaksın.”

Chen Dong Lan saate baktı. Dokuz kırk. Metroya hemen binse bile zamanında yetişemezdi.

Yuan Yuan çaresizce baktı. “Sen…” Duraksadı.  “Kendine dikkat edebilir misin?”

Bu şekilde sorgulayacağı tek yetişkin erkek Chen Dong Lan’dı.

Bu sorulduktan sonra Chen Dong Lan şaşkına döndü. Başını sallaması biraz zaman aldı.

“Döndüğümde kontrol edeceğim.” dedi Yuan Yuan. “Bisküvi, hatta hazır yemek bile yersen o zaman…”

Durdu, aklına iyi bir ceza gelmemişti. Chen Dong Lan için verebileceği iyi bir ceza yoktu. Ceza sert bir şey olursa üzülürdü. Hafif bir şey olursa da işe yaramazdı.

Chen Dong Lan ciddi bir şekilde, “Eğer onları yersem, taşınırım.” dedi.

“Hayır, başka bir şeyle değiştir.” Yuan Yuan “taşınmak” kelimesini duyduğunda başı ağrıdı ve aniden Chen Dong Lan’ın tek kelime etmeden arabasından çıktığı o geceyi hatırladı.

Chen Dong Lan taşınma konusunda yorulmamış mıydı? Aksine taşınıp tekrar geri döndükten sonra onu getirmekten ve  taşınmasına yardım etmekten sorumlu olan kendisiydi.

Chen Dong Lan, Yuan Yuan’ın nabzını hissedemedi,* bu yüzden “O zaman beni her gün bulaşıkları yıkatarak cezalandır.” diye sorarak hafifçe sesini yükseltti.

Ç/N: Chen Dong Lan’ın, Yuan Yuan’ın kalp atış hızını bilmediği kastedilmiş.

Yuan Yuan: “…”

“…Her gün kanepede uyusam?” Yuan Yuan’ın yüzü soldu. Neyse ki metro istasyonuna gelmişlerdi. Durdu ve el salladı. “Daha fazla konuşma. Sanki sana baskı yapan bir zorbaymışım gibi konuşuyorsun.” Chen Dong Lan aniden endişelendi.

“İyi olacağım.”

“Her gün güzelce yiyeceğim. Endişelenmene gerek yok.” dedi.

Yuan Yuan kaşlarını gevşetti ve mırıldanarak onayladı.

Sesini duyan Chen Dong Lan, güneş ışığının çok yoğun olduğunu hissetti, o kadar yoğundu ki başının dönmesine neden oldu.

Yuan Yuan’ı tutmak için neredeyse elini uzatacaktı.

Az kalsın yüksek sesle, “Seninle gelmek istiyorum, seninle uçağa binmek ve birlikte A şehrine gitmek istiyorum.” diyecekti. Az kalsın, “Sen ve ailen tekrar bir araya geldiğinizde sizi rahatsız etmeyeceğim.” diyecekti. “Yanında kalabildiğim sürece sadece kenarda bekleyeceğim.”

Chen Dong Lan’ın hayatında büyük bir çabayla bastırması gereken çok fazla dürtü vardı, onları neredeyse olan ama asla olmayan şeyler hâline getirmişti.

“Gidiyorum. Yolda dikkatli ol.” dedi. “A şehri buradan daha soğuk. Kalın giyindiğinden emin ol.”

Yuan Yuan onun uzun solukluluğuna gülümsedi. “Biliyorum.”

Chen Dong Lang’ın dudakları kıvrıldı, sonra gitmek için döndü.

Günü şehirde dolaşarak, yalnızlığı unutarak ve yalnız evine dönmeden önce yeterince hazırlanarak geçirdi.

Yuan Yuan’ın ebeveynleri işkolikti. Çocuklarına bakmakla karşılaştırıldığında, kariyerleriyle ilgilenmeyi tercih ediyorlardı ve bu özelliği bütünüyle Yuan Yuan’a da aktarmışlardı.

Yuan Yuan eve geldiğinde ailesi hâlâ işteydi, bu yüzden evin anahtarlarını komşuları Büyükanne Wang’dan almıştı. Bavulunu bırakıp telefonunu aldı ve ofiste fazla mesai yapan meslektaşlarıyla iş meselelerini tartışmaya başladı.

Anne ve baba Yuan eve döndüklerinde saat akşamın yedisiydi. Yuan Yuan telefonu daha yeni kapatmıştı, boğazı biraz kurudu. Anne babasını selamlamadan önce bir bardak su içti.

Anne Yuan durumu bir bakışla ölçtükten sonra hayal kırıklığına uğramış görünüyordu. “Hâlâ kız arkadaşın yok mu?”

Yuan Yuan güldü. “Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.”

Anne Yuan kaşlarını çattı. “Baban kadar işe yaramazsın.”

Baba Yuan onun sözlerine tepki vermedi ve mutfağa gitti, ellerini yıkayıp yemek yapmaya hazırlandı.

Yuan Yuan onu takip etti. “Baba, yardım etmeme izin ver.”

Baba Yuan ona biyolojik bir silaha bakıyormuş gibi baktı. “Yapma.” Merakla gelen Anne Yuan onlara baktı. “Çabuk onu dışarı çıkar.”

Yuan Yuan memnun değildi. “Nasıl yardım edeceğimi biliyorum.”

Babası hâlâ isteksizdi ama annesi ona gerçekten inanmıştı. “Nerede öğrendin?”

Yuan Yuan patatesleri ustaca temizledi. “Ev arkadaşım bana her gün yemek yapıyor. O bana öğretti.”

Annesi şaşırmıştı. “Onu neden eve getirmedin? Bu günlerde yemek yapabilen çok fazla kız yok.”

Yuan Yuan gülse mi ağlasa mı bilemedi. Anne Yuan, onu kontrol etmeyi sevmiyordu ve erken yaşlardan itibaren serbest ebeveynlik yöntemiyle büyütmüştü. Bunca zaman onun aşk hayatına pek ilgi duymamıştı. Ancak son zamanlarda meslektaşı bir büyükanne olmuştu bu nedenle artık bu konuda biraz hevesliydi.

“O benim eski bir sınıf arkadaşım, aynı zamanda bekar bir erkek.”

Anne Yuan’ın yüzü hayal kırıklığıyla doluydu. Döndü ve mutfaktan çıktı.

Babası, karısının sırtını görünce gülmeden edemedi. “Annenin basmakalıp davrandığını düşünme. Torun istediğinden değil, sadece artık yaşlandığı için her zaman yalnız olacağından endişeleniyor.”

Yuan Yuan, babasının kesme tahtasını yıkamasına yardım edip ona uzattı. “Elbette bunun benim iyiliğim için olduğunu biliyorum. Bunu düşüneceğim.”

Babası bunu pek ciddiye almadı. Oğlunun sözlü formaliteleri ne kadar iyi becerebildiğini ve iyi bir gösteri sergileyebildiğini biliyordu.

“Sen…” Sesi hüzünlüydü. “Biri sana kalbini ne zaman açacak bilmiyorum.”

Yuan Yuan rahatladı ve güldü. Her zaman olduğu gibi babasını teselli etti, “Çoktan biri var. Merak etme.”

Baba Yuan da güldü ve sohbete devam etmedi.

Ev çok sıkıcıydı, üstelik önceki yıllara göre iki günü fazlaydı. Yuan Yuan kendini çok rahatsız hissediyordu ve yapacak bir şeyler bulmak istiyordu.

Çin Yeni Yılı arifesindelerken Yuan Anne sessizce onu izliyordu, sakince sordu, “Çok mu sıkıldın?”

Yuan Yuan başını salladı.

Anne Yuan güldü. “Annenin senin için bir görücü usulü randevu ayarlamasına izin versen?”

Yuan Yuan korktu, tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. Annesi insanlara her zaman soğuk davranırdı. Yuan Yuan’ın küçüklüğü dışında, hiç böyle gülmerek kendine “annen” diye hitap etmemişti.

“Zorunda değilsin. Çin Yeni Yılı olduğu için, işlerini bırakıp iyice dinlenmelisin.” Yuan Yuan tereddüt etmeden reddetti.

Annesi biraz rahatsızdı. Öksürdü ve soğuk görünümüne devam etti. “Acelem mi var sanıyorsun? Sen istemediğin sürece sorun yok.”

Yuan Yuan onu gülerek gönderdi.

Birkaç dakika sonra geri geldi. “Yuan Yuan…”

Yuan Yuan telefonunu bıraktı ve dikkatle dinledi.  “Devam et.”

“Bana senin için yemek yapan arkadaşından bahsetsene.” Yuan Anne’nin gözleri, Yuan Yuan’a “Onun bir erkek olduğuna inanmıyorum.” ifadesiyle bakıyordu.

Yuan Yuan’ın başka seçeneği yoktu. “Biraz bekle.” dedi. Eski eşyalarının tutulduğu dolabı aramaya başladı. Yanlış hatırlamıyorsa ortaokul mezuniyet fotoğrafları dolabın içinde bir yerlerdeydi.

“Gel ve bir göz at.” Günümüz açısından bakıldığında eski fotoğraflar çok net değildi. Ayrıca çok uzun süre dolapta tutuldukları için görüntüler soluktu.

Her genç yüzü gözden geçiren Yuan Yuan, Chen Dong Lan’ı bulmadan önce biraz zaman harcadı.

Chen Dong Lan, geçmişinden çok şey değiştirmişti.

“Bu o mu?” Yuan Anne yaklaştı ve düşünceli bir şekilde, “Fotoğraf çekilirken mutlu değil miydi?” dedi.

Chen Dong Lan, şefkatli bir yüzle parlak bir şekilde gülümseyen ortaokul öğrencilerinin arasında duruyordu. Boyu çok uzun olmasına rağmen farkedilmiyordu. Kameraya bakarken gülmemişti, gözleri soğuk ve boş görünüyordu.

Ortaokulda ki Chen Dong Lan’ı biraz hatırlıyordu, ancak hafızasında yalnızca belirsiz parçalar vardı. Chen Dong Lan sınıfın ortasında oturmasına rağmen sanki köşede oturuyormuş gibi görünüyordu, kafası eğik, düşünceleri bilinmezdi.

Onu üniversitede gördüğünde birinci sınıf öğrencilerinin münazara ekibine katıldığı ilk gündü.

Chen Dong Lan ayağa kalktığında sırtı dikti. Sesi hafifti, yüksek değildi ama netlik ve özgüven izlenimi veriyordu.

“Neden boşluğa bakıyorsun?” dedi annesi, “Gördüm, ne olmuş?”

Yuan Yuan günümüze geri döndü. “Adı Chen Dong Lan. Ortaokul da sınıf arkadaşıydık, aynı zamanda lise ve üniversitede de okul arkadaşıydık. Şimdi de T şehrinde çalışıyor.”

“Bu tam bir kader.” Anne Yuan daha yakından bakmak için fotoğrafı çekti. Eski fotoğraf hafızasını harekete geçirdi. O zaman, o ve baba Yuan çalışmakla meşguldüler ve Yuan Yuan ile nadiren ilgilenirlerdi, onu genellikle bir aylığına kız kardeşinin evinde bırakırlardı. Ama bundan dolayı yaralanmamış olduğu için rahattı.

“Sınıf arkadaşının ailesinin ona iyi davranmaması mümkün.” dedi anne Yuan.

Yuan Yuan şaşırmıştı. “Neden öyle düşündün?”

“Sadece bir his. Mezuniyet fotoğrafı çekmek çok mutlu bir olaydır ama bu çocuk gülümsemiyor bile. Ailesinin ciddi bir şekilde yetiştirmesine alışmış olmalı.” Annesi dedikoducu biri değildi, bu yüzden bu değerlendirmesini duygularına göre yapmıştı.

Öyle miydi?

Yuan Yuan fotoğrafı geri aldı ama tekrar bakmaya dayanamadı.

Aklına hangi anı gelirse gelsin, Chen Dong Lan asla gülmüyordu. En kaygısız, en gürültülü ve en mutlu olması gereken ortaokul yıllarında Chen Dong Lan hiç mutlu değildi.

O zaman nasıl biriydi?

Çin Yeni Yılı akşam yemeği vakti gelene kadar, bu mesele hâlâ aklındaydı.

Yuan Yuan’ın aile yemeğinde sadece üç kişi vardı ama yine de canlıydı. Baba Yuan’ın mükemmel yemek pişirme becerileri onlarca yıldır Anne Yuan’ın zor çabalarıyla eğitilmişti. Her yıl asla bitiremedikleri yiyeceklerle dolu bir sofra kurardı.

Yemek öğlen hazırlanmaya başlamıştı fakat tadını akşam çıkarabilmişlerdi. Sohbet ederken yemek yiyorlardı ve ortam tarif edilemez bir sıcaklıkla doluydu.

Yemekten sonra Yuan Yuan bulaşıkları yıkamak için önce davrandı ve Anne Yuan da onu takip etti.

“Bir şeyle mi meşgulsün?” diye sordu.

Yuan Yuan gülümsedi. “Söyleyebilirsin?”

Anne Yuan homurdandı. “Konuyu değiştirme. Ne için endişeleniyorsun? İşle ilgiliyse sormam. Ama konu bir ilişkiyse daha fazlasını bilmek isterim.”

Yuan Yuan elinin arkasındaki beyaz köpüklere baktı ve onları ezmek için birbirine bastırdı. “Ciddi bir endişe değil. Sadece benimle yaşayan arkadaşım için endişeleniyorum.”

“Chen Dong Lan mı?” Anne Yuan’ın hafızası çok iyiydi. İçinden hatırlarsa, adı bir kez söylendiğinde unutmazdı.

Yuan Yuan başını salladı.

“O bir yetişkin. Niye endişeleniyorsun?” Yuan Anne anlamamıştı.

Yuan Yuan iç çekmek istedi ama annesinin önünde bundan kaçınmaya karar verdi. Chen Dong Lan’ın endişelenecek birçok alanı vardı. Yemek yeme ve uyuma alışkanlıklarının yanı sıra işe gidip gelmesi, her nokta endişe kaynağıydı.

Yuan Yuan o anda bir karara vardı. “Anne, T şehrine daha erken dönmeye karar verdim.” dedi.

Etiketler: novel oku Loneliness [Novel] 11. Bölüm, novel Loneliness [Novel] 11. Bölüm, online Loneliness [Novel] 11. Bölüm oku, Loneliness [Novel] 11. Bölüm bölüm, Loneliness [Novel] 11. Bölüm yüksek kalite, Loneliness [Novel] 11. Bölüm light novel, ,

Yorum

Sunucu değişikliğinden ötürü bölümlerde sayfalar hatalı olabilir. Gerekli güncellemeleri yapıyoruz ancak biraz zaman alacak. Sabrınız için teşekkürler🌸

X
İçerik Uyarısı
Uyarı, "Loneliness [Novel] 11. Bölüm" reşit olmayanlar için uygun olmayan şiddet, kan veya cinsel içeriğe sahip olabilir.
Onayla
Çık