Koyu Switch Mode

Lick Me Up If You Can [Novel] 1. Kitap 93. Bölüm

A+ A-

Çevirmen: Ashily


***93. Kısım***

Koi, başını sallamayı bıraktı ve gözlerine baktı. “T-Tabi.”

Ashley, onun gözlerinin içine bakarak uyardı. “Ne olursa olsun baban seni tehdit ederse hemen beni ara ve evime gel. Anladın mı? Gerisini ben hallederim.”

En azından bu konuda geri adım atamazdı. Ashley, bir şekilde Koi’den kesin bir cevap almak zorundaydı. “Anladın mı?” diye tekrar ısrar ettiğinde, bir süre gözlerini kırpıştıran Koi, tereddütle başını salladı.

“Anladım.”

Kendisine delici gözlerle bakan Ashley’nin bakışlarına dayanamayan Koi, bir kez daha söz verdi.

“Öyle yapacağım.”

“Tamam.”

Ancak o zaman Ashley, başını sallayıp ifadesini yumuşattı. Koi’nin bunu kabul etmiş olması onu rahatlatmıştı. Bununla beraber Koi, bu çözüm yoluna pek de katılmıyordu.

“Ash, yine de seni reddettiğimi söylemek-“

“Koi.”

Dikkatlice seçtiği sözlerini dile getirmeye başlamıştı ki Ashley konuşmasını yarıda kesti.

“Bu konu çoktan kapandı, başka bir yol yok. Hoşuna gitmediyse, daha iyi bir alternatif sun.”

Koi, kısa bir süre düşündü ve ardından gözleri parlayarak sordu. “Beni terk ettiğini söylesek nasıl olur?”

“İtiraf eden ben olmama rağmen mi?”

Anında gelen itirazla Koi sustu. Ashley gülümsedi ve devam etti.

“Ben itiraf etmişken, sonra da seni terk edersem bu çok daha kötü olurdu, öyle değil mi?”

“Evet…”

‘Düşününce, gerçekten de öyle.’ Koi’nin yüzü kızardı ve alçak bir sesle özür diledi. Onun bu hali Ashley’e sevimli geldi, yeniden Koi’nin dudaklarını öptü. Dudaklarını yavaşça geri çektiğinde ona büyülenmiş gözlerle bakan Koi’yi gördü.

Ashley gülümseyerek onun dudaklarını yaladı. Tüm vücudu titreyen Koi gözlerini kapadı. Ariel’ın durumunda,  yanlış bir şey yapmadığı ve düzeltmek saçma olduğu için söylentileri görmezden gelmişti ama şimdi reddedildiğini söylemesi gerektiğini düşünmek biraz nahoştu. Yine de Koi’nin şu anki yüzüne baktığında, buna kesinlikle değerdi.

‘Biliyor musun, Koi? Böyle şeyleri sadece senin için yapıyorum.’

Ashley, onun dudaklarını hafifçe ısırdıktan sonra geri çekildi ve ciddi bir ifadeyle sordu. “Koi, babanı ihbar etmeyi hiç düşünmedin mi?”

O ana kadar sersemlemiş haldeki Koi’nin yüzü kısa sürede eski haline döndü. Bir süre düşündükten sonra başını iki yana salladı.

“Öyle olursa bir kuruma yerleştirilirim.”

Eğitimine devam edemeyecek, üniversiteye gitmesi de imkansız hale gelecekti. 

‘Her şeyden önemlisi Ashley’den ayrılmak istemiyorum.’

Ashley, onun ne düşündüğünü tahmin edebildiği için daha fazla soru soramadı. Dünyada en değer verdiği kişiyi böyle tehlikeli bir durumda bırakmak zorunda kalmak, Ashley’i huzursuz ediyordu.

‘Yetişkin olsaydık, şu anda seninle kaçıyor olurduk.’

Ama ne kadar havalı olmaya çalışsa da Ashley sıradan bir lise öğrencisinden başka bir şey değildi. Sadece zengin bir babası vardı, servet ve güç onun değildi. Bu nedenle arayıp evine gelmesini söylemekten başka yapabileceği bir şey yoktu.

Ashley ne kadar çaresiz olduğunu fark ederek kendinden nefret etmeye başladı.

“Üzgünüm, Koi. Seni koruyamadığım için.”

Hüzünlü bir tonda mırıldandığı sözlere Koi hemen karşı çıktı. “Hayır.”

En ciddi haliyle Ashley’e baktı. “Yanımda olman yeter.”

Durum hiç de öyle değilken bile, Ashley’nin yüzüne bir gülümseme yerleşti. Gülümseyen Ashley fısıldadı. “Benim için de öyle.”

Bu sefer dudakları birbirine değmeden önce Koi gözlerini kapattı. Ashley eğili,p dilini dudaklarından içeri sokmaya çalıştı ama başaramadı. Başını kaldırmak zorunda kalan Ashley, Koi’nin dudaklarına bulaşan tükürüğü başparmağıyla silerken sordu.

“Koi, kokuları alamaman baban yüzünden mi? …Yani, demek istediğim…”

Sözlerini dikkatlice seçen Ashley’e, Koi başını iki yana sallayarak konuştu.

“Hayır, babamın beni dövmesi yüzünden değil.”

“Öyleyse…”

Daha fazla sormak üzereyken Ashley sustu. Koi kendisi anlatmazsa ısrar etmemeye karar verdi. ‘Belki de Koi’nin en büyük yarası buydu.’ Ashley dönüşüm geçirmese ve Koi o gün onun yanında kalmaya karar vermemiş olsaydı, muhtemelen bu gerçeği Ashley hala bilmiyor olacaktı.

Aynı hatayı tekrar yapmamaya karar veren Ashley konuyu değiştirdi.

“Artık gitsen iyi olur, Koi.” Biraz sakinleşmiş bir sesle konuştu. “Daha fazla gecikirsen baban fark edecek. …Şu anda feromonlarımla kaplanmış durumdasın.”

“Ö-Öyle mi?”

Koi, panikle kolunu burnuna götürdü. Refleks olarak kokladı ama hiçbir koku alamadığını fark edince kolunu tekrar indirdi.

“Şey, ben… gidiyorum o zaman.”

“Tamam.”

Koi, bir kez daha Ashley’e baktıktan sonra arabadan indi. Yolcu koltuğundan inerken, Ashley de sürücü koltuğundan indi. Koi şaşkınlıkla kaldırımda duran Ashley’e bakınca, Ashley konuştu.

“Bu sefer seni ben izliyor olacağım.”

Şimdiye kadar hep uzaklaşan Ashley’nin arabasını Koi izlemişti. Ama bu kez farklıydı. Ashley’nin sözleriyle Koi bir süre duraksadıktan sonra başını salladı.  “Tamam.”

‘Ashley beni izliyor.’ diye düşündüğünde kalbi sevinçle doldu ve yüzüne doğal bir gülümseme yerleşti.

“Görüşürüz, Ash.”

“Görüşürüz, Koi.”

Ashley, bir elini kaldırıp hafifçe salladı. Koi de neşeyle gülümsedi ve arkasını döndü. Birinin kendisini arkadan izlediğini bilmenin ne kadar rahatlatıcı bir şey olduğunu ilk kez o gün anladı. Ashley’nin orada durduğunu bilmek, Koi’nin adımlarını her zamankinden daha hafif hale getirdi.

Birkaç adım attıktan sonra arkasına baktı, Ashley hala oradaydı. Sanki endişelenme der gibi gülümsüyordu, Koi bir kez daha arkasını dönüp birkaç adım daha attı ve sonra tekrar baktı.

Onun bu halini gören Ashley, bir zamanlar izlediği bir videoyu hatırladı. Yaralı bir vahşi hayvanın kurtarıldığı an tam da böyleydi. Yavru hayvanın kurtarıcısına defalarca dönüp baktığı videoyu hatırlarken gülümsedi, o sırada Koi bir kez daha durup ona baktı. Ashley, ona yine güven verici bir şekilde gülümsedi.

Ama birden beklenmedik bir şey oldu. Koi, biraz tereddüt eder gibi göründü ve aniden arkasını dönüp yolu geri dönmeye başladı. Bütün gücüyle ona doğru koşan Koi’yi gören Ashley, arabaya yaslandığı yerden doğruldu.

“Ne-“

Ne olduğunu sormak üzere ağzını açtığı anda, tam önüne gelen Koi, ayaklarını kaldırıp kollarını boynuna dolayarak onu dudaklarından öptü.

Ashley aşırı derecede şaşırmıştı. Bunu hiç beklemiyordu. ‘Önce Koi beni öptü. Hem de oradan koşarak gelip üzerime atladı.’

İlk kez, beyni durmuş gibi hissetti ve şaşkınlıkla ona baktı. Koi onun dudaklarını öptükten sonra geri çekildi. Ayakları yere değince kollarını da doğal geri çekti. Bir süre ikisi de sessizce birbirlerine baktı.

Çok geçmeden Koi’nin yüzü kıpkırmızı oldu. Yaptığı şeyi fark ettiğinde hızla arkasını dönüp kaçmaya çalıştı.

Aynı anda Ashley, onu kolundan tutup hızla kendine doğru çekti. Güçsüzce sürüklenen Koi’yi kollarına alan Ashley dudaklarını tekrar birbirine bastırdı.

‘Ah.’

Ashley, saldıracakmış gibi üzerine eğilince, Koi farkında olmadan dudaklarını araladı. Bunu gören Ashley fırsatı kaçırmadı.

Koi’nin birleştirilen dudakları arasından bir inilti çıktı. “…Mmm.”

Ağzına giren dil, onun diline sürtünüyordu. Gözlerini sımsıkı kapatıp kaşlarını çatıp tüm vücudunu gerdi. Tükürüklerinin birbiriyle karışması hissi kendini kaybetmesine yetmişti. Düzensiz nefes alış verişler omzunun ve göğsünün istemsizce inip kalkmasına neden oldu.

Ashley, diliyle onun dilini okşarken, bir elini aşağı indirip Koi’nin kalçasını avucunun içine alınca Koi iyice kasıldı. Eğer diğer eliyle belini sarmamış olsaydı, muhtemelen yere yığılırdı.

Ashley, Koi’nin alt dudağına dudaklarını dokundurarak fısıldadı. “Seni seviyorum, Koi.”

Nefesi neredeyse Koi’ninki kadar sıcaktı. Koi bir süre duraksadıktan sonra titreyen ellerini yavaşça onun boynunun arkasına uzattı.

Ashley’nin boynuna sarıldığı anda, Ashley de kollarını onun beline dolayarak ezici bir güçle sıkıca kavradı. 

Koi inlememek için ağzını açtığında Ashley, dilini tekrar içeri soktu. “Mmm…!”

Dilleri birbirine karışırken, dudakları boşluk bırakmadan birbirine yapıştı. Bütün vücudu Ashley’e yapışmış halde olan Koi kendini tamamen öpüşmeye kaptırdı.

‘Bu, gerçek bir öpüşme.’

Sersemlemiş durumdaki Koi, şimdiye kadar Ashley’nin ona ne kadar müsamaha gösterdiğini ve gerçekten niyetlendiğinde Koi’yi iliklerine kadar yemesinin onun için çocuk oyuncağı olduğunu fark etti.

Bu düşünceyle birlikte Koi’nin omurgasından aşağı doğru bir ürperti indi, bir yandan da kalbinin beklentiyle titrediğini hissetti.

Etiketler: novel oku Lick Me Up If You Can [Novel] 1. Kitap 93. Bölüm, novel Lick Me Up If You Can [Novel] 1. Kitap 93. Bölüm, online Lick Me Up If You Can [Novel] 1. Kitap 93. Bölüm oku, Lick Me Up If You Can [Novel] 1. Kitap 93. Bölüm bölüm, Lick Me Up If You Can [Novel] 1. Kitap 93. Bölüm yüksek kalite, Lick Me Up If You Can [Novel] 1. Kitap 93. Bölüm light novel, ,

Yorum

Sunucu değişikliğinden ötürü bölümlerde sayfalar hatalı olabilir. Gerekli güncellemeleri yapıyoruz ancak biraz zaman alacak. Sabrınız için teşekkürler🌸

X