Koyu Switch Mode

Kiss Me If You Can [Novel] Kitap 3, Bölüm 53: Ceza (+18)

A+ A-

BÖLÜM 53: CEZA (+18)


“Ah,” dudaklarından bir iç çekiş çıktı. Ağzında tükürük ve kanın tadı birbiriyle karışmıştı. Josh dudaklarını yaladı ve dilini tekrar Chase’in ağzına itti. Diliyle damağını gıdıkladığında Chase derinden bir inilti çıkardı. Josh onun boynunu okşadıktan sonra hala ilikli olan gömleğinin düğmesine uzandı.

Basit bir parmak hareketiyle düğmesini açtı ve Chase’in çıplak tenini ortaya çıkardı. Dudaklarını araladı, dilini emerken bir yandan da düğmelerini teker teker açmaya devam etti.

Sonunda Chase’in gömleğini çekerek açıktaki göğsünü kavradı. Parmaklarıyla göğüs uçlarını tutup ufak bir iz bıraktıktan sonra parmaklarını gevşetti ve göğüs uçlarını yavaşça okşadı. Sert avucunun altındaki minik göğüs uçları sertleşmişti. Josh, Chase’in vücudunun dürüst tepkisi karşısında güldü. Gülümsemeye devam ederek Chase’e baktığında duraksadı.

Çünkü Chase ona kıpkırmızı bir suratla bakıyordu. Sanki ne yapacağını bilemiyormuş gibi gözleri dehşetle açılmıştı. Her an kalbi duracakmış gibi panik içinde hızla nefes alıp veriyordu. Üstelik eliyle ne yapacağını bilemiyor gibi çarşafı sıkışı ve tutuşu her zamanki halinden çok farklıydı.

‘Tek yaptığım onu öpmek ve okşamakken düzenli olarak seks partilerine katılan bir adam nasıl bu kadar masum bir tepki gösterebilir?’ Josh, hem şaşırmış hem de kafası karışmış halde Chase’e baktı. ‘Bu tepkisini daha çok görmek istiyorum.’

Öpme dürtüsüne direnerek parmaklarını Chase’in göğüs uçlarında gezdirdi. Chase her an sıçrayacakmış gibi şaşkınlıkla titredi. Sanki hayatında böyle bir yeri hiç okşanmamış gibiydi.

Heyecanla sertleşmiş penisi ve şiddetli titremesi dürüsttü ama yüzünde kendinin de anlayamadığı bir ifade vardı. Her zamanki oyuncak bebek gibi solgun, ifadesiz yüzü şimdi kıpkırmızıydı ve huzursuzca Josh’a bakıyordu.

Josh aniden ona zorbalık yapmak istedi. Bu kadar sadist bir yönü olduğu gerçeği karşısında şaşırarak, Chase’e doğru eğildi. Chase’in öpücük bekler gibi gözlerini kapattığını gördü. Josh, dudaklarını öpmek yerine başını yana doğru eğdi ve boynunu ısırdı.

“Ah!” Chase çığlık attı. Josh kısa süre sonra ısırdığı yeri derinden emdi.

“Mmh, mmh” kasıtlı olarak daha sert ve yüksek sesle emdi. Beklendiği gibi Chase, Josh’u uzaklaştırmaya çalışmaktan vazgeçmişti.

Heyecanı apaçık ortadaydı. Daha şehvetli davranışlar istiyordu.

‘O zaman yapamadığımı şimdi yapabilir miyim acaba?’ Josh, pantolonunu indirip Chase’in sertleşmiş penisini ağzına sokmak istediğini düşündü. ‘Şimdikinden daha sert emersem, dilimle ovuşturursam, kesinlikle ağzıma ya da yüzüme boşalır.’

Peki Chase utanır mı? Ya utançtan ağlarsa?

O anda, Josh’un alt tarafı sonuna kadar sertleşti. “Haa, haa. Haa, haa.” Nefesi Chase’inkinden daha güçlü hale geldi. Heyecanını bastıramadı.

Arzusu onu çıldırtacak kadar güçlüydü ama kendini durdurması gerekiyordu. Derin bir nefes aldı ve konuştu. “Şimdi neden dövüldüğümü öğrenebilir miyim?”

“…” Chase ağzını açtı ve Josh onun konuşmasını bekledi ama hiçbir şey söylemedi.

“Sen.” Chase güçlükle ses çıkardıktan sonra boğazını temizledi. Josh sabırla onun bir sonraki sözlerini bekledi. Chase boğazını temizledikten sonra konuşmaya devam etti. “O kadınla görüşme.”

“Kadın mı?” Josh’un kimden bahsettiği hakkında en ufak bir fikri yoktu. Biriyle görüşmeyeli uzun zaman olmuştu. İçinden geçen yılları sayarken, Chase dişlerini sıktı. “Şu kadın, Pittman’ın sekreteri.”

Ne dediğini anlaması biraz zaman aldı. Josh konuşmadan önce şaşkınlıkla bir kaç kez gözlerini kırpıştırdı. “Emma mı?”

“Adını nereden biliyorsun, lanet olsun! Adını bile söyleme, tamam mı? Onunla görüşme!” Öfkeyle bağırışı kulaklarında çınladı. Josh kaşlarını çatarken yatakta yatan Chase öfkesini kontrol edemedi ve yatağa yumruk attı. “Lanet olsun!” Yüksek sesle bağırırken ona bakan Josh ağzını açtı. “O, benim kardeşim.”

“Kardeşin mi, ne?” Öfkelenen Chase durdu. Josh sakince tekrarladı. “O benim kız kardeşim.”

“Yalan söylüyorsun…”

“Bunu DNA testiyle kanıtlamak zor değil ama ondan sonrasına hazırlıklı olmalısın.” Josh uyarıyı çok ciddi bir tonda yapmıştı. Chase boş bakışlarla gözlerini kırpıştırırken odada garip bir sessizlik oluştu. Önündeki adamın soyadının Pittman’ın sekreterinin soyadıyla aynı olduğunu geçte olsa fark etmişti.

Emma Bailey. Joshua Bailey.

Chase ağzını açtı ama yine ses çıkarmakta güçlük çekti.

“…Gerçekten mi?” Şüpheli bir sesle sordu ama Emma ve Josh’un yüzleri şimdiden Chase’in zihninde örtüşmeye başlamıştı. Şüpheye yer bırakmayacak kadar birbirlerine benziyorlardı. Josh kayıtsızca başını salladı. “Evet, bu bir yanlış anlaşılma. Emma ve ben kardeşiz.”

Chase’in ağzından kısa haykırış çıktı, “Ah.”

“Şimdi anladın mı?” Josh başını eğdi ve ona baktı. Nefesini hissedecek kadar yakın bir mesafede duruyordu. Az öncekinden farklı bir tonda Chase’e fısıldadı. “Özür dilemeye ne oldu?”

Chase şaşkınlıkla gözlerini kırptı ve Josh gözlerini kıstı, isteği açıktı. Chase şaşkınlıkla ağzını birkaç kez açıp kapadı.

‘En son ne zaman özür diledim?’ Geçmişteki anılarına baktı ama şu anda bunun pek bir önemi yoktu. Yapması gereken tek bir şey vardı.

“…Özür dilerim.” Boğuluyormuş gibi güçlükle fısıldadığında Josh sırıttı. Kan ve morluklarla kaplı yüzü garip bir ifade takınmıştı. Chase duraksadı. Bir şey yapamadan önce Josh, Chase’in üzerine çıktı. Kemerinin çözülme ve fermuarını açılma sesi art arda kulaklarında yankılandı.

Josh kulak memesini dudakları arasına alırken “Chase” diye fısıldadı. Nefesi sesinden daha yüksekti.

“Bir hata yaptıysan cezasını çekmen gerekir.”

Kısa bir süre sonra Josh, parmaklarını kravatına götürdü ve düğümü çözdü. Bir eliyle ucunu çekip hafifçe gülümserken Chase ona solgun bir yüzle bakıyordu.

***28.Kısım***

Chase aceleyle bağırdı, “Bir dakika…!”

Josh önündeki adamın ellerini tuttu. Kısa süre sonra kemerini de çıkarıp Chase’in bileklerine bağladı. Daha sonra bağladığı bileklerinden tutup yukarı kaldırdı ve ellerini kravatla yatağın başına bağladı. Tüm bunları yapması sadece 20 saniye sürmüştü. Chase kendine geldiğinde, elleri çoktan yatağa bağlanmıştı.

“Ah…!” Chase gözleri kırptı ve dişlerini sıktı. “Hemen çözer misin? Ölmek mi istiyorsun?”

Belini büktü, tepindi, yatağı salladı ama Josh gözünü kırpmadı. Hatta sakince giyinme odasına gitti ve bir süre dışarı çıkmadı.

Sonunda Chase yorulup isyan etmeyi bıraktı. Nefes nefese kalmıştı ki Josh sonunda odadan çıktı. Elinde Chase’in en sevdiği kravatı vardı.

Chase, “Ne yapacaksın?” diye sorarken sesinde hafif bir korku vardı. Josh cevap vermek yerine hemen yanına gidip yatağın kenarına oturdu. Kravatının ucunu eline doladı ve sıkıca tutarak Chase’e baktı. Chase’in gözleri endişeyle Josh’un elleriyle gözleri arasında gezindi. Josh gülümsedi, Chase onun bu gülümsemesi karşısında donup kaldığında Josh aniden uzandı.

“Muh, ugh…!” Aceleyle başını salladı ama Josh umursamadı kravatı ağzına geçirdi. Hızla kafasının arkasına düğüm atan Josh, Chase’in kocaman açılmış gözlerine baktı ve kahkaha attı.

“Böyle zamanlarda dişlerini sıkmalı ve buna katlanmalısın, Chase. Ağzını kullanamazsın.”

Josh, sanki çok önemli bir ders vermiş gibi konuştuktan sonra ayağa kalktı. Yatakta tek dizinin üzerinde doğruldu ve Chase’in bacaklarının arasına girdi.

“…Ugh, uh!”

Josh bacaklarını sallayarak meydan okuyan Chase’i yatıştırmak istermiş gibi fısıldadı, “Şşş, bunu yapamazsın. İyi çocuk.”

Josh, Chase’in tüm gücüyle onu silkelemeye çalışıp yorulmasını sessizce izledi. Kısa süre nefes nefese kalan Chase’i görünce acı acı gülümsedi.

“Böyle anlarda enerjini korumalısın, tamam mı? Kaçırılırsan önce bunu düşün ve hemen kaçış planı yap. Bu kadar pervasız olma.”

Kasıtlı olarak Chase’in kasık arasına uzandı ve pantolonunun üzerinden penisini tuttu. Chase gözlerini kocaman açtı ve derin bir nefes aldı.

Josh yüzüne bakarak “Bak şimdi, böyle bir durumda beni tekmelemen iyi bir fikir.” dedi.

Chase hemen bir tekme savurdu ama Josh bunu kolayca engelledi. “Sana öğrettiklerimi hemen kullanman güzel ama bunu karşındaki kişi bakmıyorken yapmalısın.”

Josh ufak bir kahkaha attı ve elini Chase’in pantolonuna götürdü. Bir tıkırtı duyuldu ve gevşeyen kemerin çözülme sesi geldi. Ardından baksırıyla birlikte pantolonunu da çıkardı. Chase, solgun ve sert bir yüzle Josh’a baktı.

Bir an için Josh’un bakışları Chase’in kasıklarına sabitlendi. O ana kadar hafifçe gülen yüzündeki gülümseme ilk kez kayboldu ve onun yerine sersemlemiş bir ifade belirdi.

“…Gerçekten de güzel olmayan hiçbir yerin yok.” Josh, Chase’in hayranlık mı yoksa yakınma mı olduğunu anlayamadığı bir şeyler mırıldandı. Gözleri penisinden ayrılmadı. Bunu fark eden Chase, gerginliğin arasında heyecanlandı.

“Ah?” Josh başını eğdi. Chase’in penisi karşısındaki adamın gözleri tarafından açıkça görülebilecek kadar sağlam bir şekilde büyüdü. O anda Chase’in yüzü kıpkırmızı oldu. Josh, onun kızarmış yüzünü görünce haince gülümsedi ve alçak sesle konuştu, “Chase.”

Ereksiyon halindeki penise bariz bir şekilde baktı, parmak uçlarıyla ucuna bastırdı ve itti. “Bu ne?”

Josh’un sesi o kadar tatlıydı ki. Chase konuşmak için nefes aldı ama cevap vermedi. Josh, dehşet içerisinde titreyen mor gözlerine bakarak ağzını açtı. “Heyecanlandın mı?”

“…”

“Chase.” Josh kendine engel olamayarak gülümsedi. Parmakları alay edercesine tekrar Chase’in dikleşmiş penisinin ucuna dokundu. Nöbet geçiriyormuş gibi kasılan Chase’e bakarak konuştu. “Cezalandırılırken sertleştin demek, seni kötü çocuk.”

Chase’in gözleri ıslanmıştı. Josh onu öyle görünce ağzını açtı ve başını eğdi. Bir sonraki adımda şaşırtıcı bir şekilde Chase’in penisini ağzına aldı.

“…!” Chase’in gözleri daha fazla büyüyemeyecek kadar genişlemişti. Josh’un penisini emmesini nefes nefese izledi.

Sıcak, dar ağzı penisin başını sıkıca emdi. Yumuşak bir dil penisinin üzerinde sürtündü ve onu dudaklarıyla içine çekti. Bununla bitmedi. Josh ağzına sığdıramadığı kısmı eliyle tuttu. Parmaklarıyla hafifçe okşaması karşısında Chase’in beyni erimiş gibiydi.

“…Ah, ha, ah.” Dayanamayarak inledi. Hemen Josh’u devirip penisini sonuna kadar itmek istedi ama yapamadı. Ne kadar çözmeye çalışsa da kemeri yerinden oynatamadı. Aynı şey yatağa bağlanan kravat için de geçerliydi.

Chase çaresizce sert bir nefes verdi ve Josh’un devam etmesine izin verdi. Penisi sınırına gelmişti. Vücudundan bir sıcaklık yükselmeye başladı. Çılgınca atan nabzının gürültüsü şakaklarına yayılmış gibiydi.

Bu duyguyu biliyordu. Yakında boşalacaktı. Josh’un ağzına gelecekti. Bunu hayal etmek bile tüm bedenini uyuşturuyordu. Chase o anın gelmesini bekledi. Ve bu dayanılmaz cezanın bitmesini.

Yapabilseydi Josh’un kafasına bastırıp tüm penisini ağzının içine tıkıştırmayı tercih ederdi ama yapamadı. Belini salladı ve daha derine itmeye çalıştı ama bunu ne zaman yapsa Josh hızla ağzını geri çekti ve dudaklarını uzaklaştırdı.

Bu birkaç kez tekrarlanınca Chase çıldırdı. Kravatın kapattığı ağzından arka arkaya bastırılmış inlemeler çıktı. Kendini tutamayıp yumruğunu sıktığında, Josh aniden ağzını kocaman açıp penisinin tamamını yuttu.

Gözleri büyüdü ve bir an için bilinci bulanıklaştı, Chase kıpırdamayı bıraktı ve sustu. Beli hafifçe titriyordu penisini dolduran meni dışarı akmak üzereydi.

“Ah.” Josh iç çekerek aniden başını kaldırdı. Boşalmak üzere olan Chase, sersemlemiş bir ifadeyle ona boş boş baktı. Neler olduğunu anlamamıştı. Sonra Josh gülümsedi ve elinin tersiyle ıslak dudaklarını sildi. “Cezalandırıldığını bilmiyor musun?”

Parmağını Chase’in ulaşamadığı penisine hafifçe vurdu. Chase’in buruşturduğu yüzüne bakarak “Zevk alamazsın.” dedi.

“Ugh, uh, mgh.” Chase’in nefesi kesildi. Yüzünde şaşkınlık ve öfke birbirine karışmıştı. Bir erkeği boşalmasından hemen önce boşalmasına engel olmaktan daha fazla üzen çok az şey vardır.

Yine de Josh rahattı. Chase’in kasıklarının arasına oturdu, yarıya kadar dizlerinin üzerine çöktü, pantolonunun fermuarını açtı ve penisini baksırının içinden çıkardı. Josh’un onunki kadar sert ereksiyon olan penisi Chase’in görüş alanına girdi.

***********************************************************************************************

Arkadaşlar kızaran Chase çok tatlı ♥ Bu arada yazar herkesin KML’de beklediğini KMIYC’de yapmış ya ona gülüyorum shshshhs -Ashily

Etiketler: novel oku Kiss Me If You Can [Novel] Kitap 3, Bölüm 53: Ceza (+18), novel Kiss Me If You Can [Novel] Kitap 3, Bölüm 53: Ceza (+18), online Kiss Me If You Can [Novel] Kitap 3, Bölüm 53: Ceza (+18) oku, Kiss Me If You Can [Novel] Kitap 3, Bölüm 53: Ceza (+18) bölüm, Kiss Me If You Can [Novel] Kitap 3, Bölüm 53: Ceza (+18) yüksek kalite, Kiss Me If You Can [Novel] Kitap 3, Bölüm 53: Ceza (+18) light novel, ,

Yorum

Sunucu değişikliğinden ötürü bölümlerde sayfalar hatalı olabilir. Gerekli güncellemeleri yapıyoruz ancak biraz zaman alacak. Sabrınız için teşekkürler🌸

X