Global University Entrance Examination [Novel] Bölüm 154: Yeni Takım Arkadaşı

Çevirmen: Ari

---

Bölüm 154: Yeni Takım Arkadaşı

Yu Wen başını dışarı çıkardığında You Huo, Qin Jiu, 154 ve 922’nin koridor duvarına karşı sıra halinde durduğunu, Yang Shu ve Wu Li’nin ise 201 numaralı odanın dışında koruyucu melekler gibi durduğunu gördü.

Yu Wen, “Ge, ne yapıyorsunuz?” diye sordu.

You Huo ona baktı, “Shu Xue’nin düzeltme programından ayrılmasını bekliyoruz.”

Yu Wen şaşırmıştı, “Düzeltme programı mı? Ne zaman buldunuz? Neden ben bilmiyorum?”

“Bulmadık. Her zaman yanımızdaydı.”

Yu Wen birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. Bu bilgiyi sindirmesi birkaç dakikasını aldı. Sonunda bunun ne anlama geldiğini anladı, “Xue Jie… Düzeltme programı… Karnındaki o şey mi?!”

You Huo: “Evet.”

Yu Wen şaşkına döndü, “Nasıl çıkacak? Doğum mu yapacak?”

You Huo ifadesizce ona baktı. Yu Wen hızla boynunu geriye doğru çekti, “Tamam, aptalca bir şey söyledim.”

Neyse ki, hemen hatırladı, “Ah, o bebek! O zamanlar, köylüler onlara bebeklerini verdiğimizde serbest bırakılmışlardı. Ge, Xue Jie için bir bebek almamış mıydın?”

You Huo sonunda soğuk bakışlarını geri çekti, “Bebeği ona verdim.”

Shu Xue’nin özel durumu nedeniyle odadan çıkmışlardı ve nezaket gereği dışarıda bekliyorlardı, Chu Yue de ona eşlik ediyordu.

Bayan Yang’ın mesleki hastalığı yine nüksetmişti, “Nasıl çıkacak? Yaralanacak mı? Gerçekten de onu kontrol etmemiz için iki doktora ihtiyacı yok mu?”

Ardışık saldırıları birçok adamı şoka uğrattı.

922: “Uh… Yabancı Dil sınavına girdiklerinde ben sadece bir gözetmendim. Dikkat etmedim.”

Daha sonra 154’ü dürttü, “Sen git.”

154, “Ne diye beni dürtüyorsun? Ben de gözetmenlik yapıyordum.”

Daha sonra Qin Jiu’ya baktı, Qin Jiu da You Huo’ya bakıyordu.

You Huo: “……”

Bay A’nın donuk ifadesini gören Qin Jiu güldü ve geri döndü. Tam konuşacakken 201’in kapısı açıldı.

Grup konuşmayı bırakıp hepsi kapıda toplandı.

Chu Yue, avucunun büyüklüğünde bir oyuncak bebek tutarak kapının yanında duruyordu. Kara dul tarafından yapılmış bir şey olmalıydı; dikişler bir adayınkinden daha inceydi ve yüz hatları da oldukça belirgindi. İlk bakışta Shu Xue’ye benziyordu ama biraz daha genç görünüyordu. Kullanılan saç da gerçekti ve görenleri rahatsız ediyordu.

Wu Li, “Xiao Xue nerede? O nasıl?” diye sordu.

Dışarıdaki herkesin ilk tepkisi Shu Xue’nin iyi olup olmadığını kontrol etmekti. Chu Yue nazikçe “İyi. A ona bebeği verdikten sonra, biraz başı döndü ve rahatsız hissetti. Belki de o zamanki olayları hatırladı ve kısa sürede bayıldı. Arkamı dönüp ona bir bardak su getireceğim sırada, görünüşü değişti ve vücudu da zayıfladı. Sonra bir baktım ki bu şey yatağın yanında yatıyordu.” dedi.

Ancak Wu Li ve Yang Shu hâlâ endişeliydi. Odaya girer girmez Shu Xue’yi kontrol ettiler ve herhangi bir büyük sorun olmadığını ve sadece iyi bir gece uykusuna ihtiyacı olduğunu teyit ettiler.

Ancak o zaman herkes rahatladı.

***

Büyük grup nihayet sabah saat 1:22’de dinlenme tesisine vardı.

Otuzdan fazla gözetmen ve binin üzerinde aday vardı.

Yoğun sisin içinden yürüdükleri sırada, You Huo’nun bir depo duvarının yanında durduğunu gördüler. Bir gömlek ve pantolonla uyumlu bir çift askeri bot giymişti ve yüzü yukarıdaki floresan ışıklarından dolayı solgun görünüyordu.

Gözetmenler bu görüntü karşısında şaşkına dönmüştü. Işıkların altında duran kişi onlara, sistemin çekirdeğine yakın bir bağlantısı olan eski gözetmen olduğu ve baş gözetmenlerinin hâlâ Gözetmen A olduğu gibi yanlış bir his vermişti.

021 neredeyse ‘kıdemli’ diyecekti ama yutkunarak geri döndü.

Bunun sebebi yanındaki duvardan birinin yürümesiydi. Dar duvarın tepesinde durmuş elinde bir telefon tutuyordu ve birine mesaj gönderiyor gibiydi.

O kişi Qin Jiu’ydu. Mesajı gönderirken gözleri kısaca ona baktı.

“Sonunda geldin.” Telefonu kaldırıp duvardan atladı ve You Huo’nun yanına indi.

You Huo ona destek olmak için elini uzattı.

“Nasıl yani?” diye sordu You Huo.

“Personel değişmiş. Silahları koruyanların hepsi NPC ve yeni yüzler. Kesinlikle biz çalışkan gözetmenleri tanımayacaklar. Şansımız biraz kötü.”

“…..Harika.” You Huo bu kaderi kabul etti.

Gözetmenler, aralarındaki değişimi görünce anında kendilerine geldiler– Zamanda geriye dönmemişlerdi. A ve Gin hâlâ iyi arkadaşlardı.

…..

Ama bu tuhaf!

Hafızaları yerine gelmemiş miydi? Aralarındaki dostluk yine de devam ediyor muydu?

İkisinin yanına birinin gelmesiyle herkes kocaman gözlerle baktı. Gao Qi, You Huo’nun görünüşünü değerlendirdi ve yorumladı, “Bunu neden giyiyorsun? Biraz eski kıyafetlerimize benziyor.”

You Huo belli bir yöne doğru gelişigüzel bir şekilde işaret etti, “Az önce aldım. Orada sadece bu vardı.”

Gao Qi şaşkınlıkla, “Bu kadar çok olumsuz şey varken hâlâ kıyafet alabiliyor musun?” dedi.

Bundan bahsedince, You Huo bir şey hatırlamış gibi göründü. Kartı ordu pantolonundan çıkardı ve Qin Jiu’nun cebine tıkıştırdı.

“Ödünç aldım.” diye cevapladı You Huo.

Elini geri çekip başını kaldırdığında otuzdan fazla ast dikkatle eline bakıyordu.

Gözetmen A’nın psikolojik dayanıklılığı normal bir insanınkiyle kıyaslanamazdı. Hiçbir şey görmemiş gibi davrandı ve Qin Jiu’ya saati sormak için başını çevirdi, sonra her zamanki bakışıyla gruba geri döndü, “Şu an saat 01:24. Silahları yenilemek için 01:40’ta içeri gireceğiz. Grubu ayırmak ve görev atamak için altı dakikamız var. Herhangi bir sorunuz varsa, bu altı dakika içinde sorun.”

Gao Qi ve diğerleri tekrar transa geçtiler.

Bu tür bir tavır… bu soğuk ve sakin ton… Herkesin katılımını gerektiren bir şey olduğunda, A yola çıkmadan önce benzer şeyler söylerdi. Bu, tek seferde bu kadar çok şey söylediği nadir anlardan biriydi.

Gerçekten çok uzun zaman olmuştu.

Hepsi akıllı insanlardı. Aslında, 154’ün kökenleri ve You Huo ve diğerlerinin ne planladığı hakkında spekülasyonlarını çoktan yapmışlardı. Başlangıçta önce yerleşip daha fazla soru sormak ve artıları ve eksileri değerlendirip bir karar vermek istemişlerdi.

Ama şimdi, fikirlerini değiştirmişlerdi. Uzun zamandır kayıp olan heyecan ve ateş içlerinde kabardı ve aniden bir şeyler yapmak istediler.

Hangi grupta olurlarsa olsunlar bu sadece yüzeysel bir farktı. Uzun yıllar sonra, iki grup zaten karışmıştı. Artık iki grup arasında net bir ayrım yapamıyorlardı, ama artık buna gerek de yoktu.

Sadece bir şeyler yapmak istiyorlardı, her şey mübahtı, böylece o yılların sessizliğini ve bekleyişini boşa harcamamış olacaklardı.

Bu zımni anlayış altında, sordukları sonraki sorular bile senkronizeydi. You Huo çok basit bir şekilde cevapladı ama mevcut durumu açıklamaya yetiyordu. Planlarını anlamak için zamanlarının geri kalanını harcamadan önce sadece 154 ve onun ‘pozisyonu’ hakkında birkaç soru sordular.

Qin Jiu, “Ana kontrol merkezi artık gizli. 154’ün araştırdığına göre, sayısız diğer sınav merkezinin arasına gizlenmiş. Hatta giriş mekanizması bile bir sınava göre modellenmiş ancak bu sınav merkezi genel adaylara açık değil. Birisi yanlışlıkla içeri girse bile, bunun sistemin ana kontrol merkezi olduğunu fark etmeyecek ve sadece sınavı tamamlayıp gidecek.” diye açıkladı.

Biri, “Bunun ona ne faydası var?” diye sordu.

You Huo, “Elbette faydaları var.” dedi, “Ana kontrol merkezinin saldırı ve savunma protokolünün bir ön koşulu var, yani merkezin hasar alması gerekiyor. Bir sınav merkezinin içine gizlendiğinde, sınavın orijinal cezalandırma mekanizmasını kullanarak içeri girmeye çalışan insanlarla başa çıkabilir. Bu, fazladan bir savunmaya sahip olmakla eşdeğerdir.” dedi.

Gao Qi başını salladı, “Ekstra bir savunma büyük bir sorun değil. Sayıca avantajımız var, bu yüzden çok sorunlu olmamalı. Peki ya o sınav merkezine girip ana kontrol merkezine ulaştıktan sonra ne olacak? Onu yok mu edeceğiz?”

“Evet.”

“Başarılı olma olasılığı ne kadar yüksek?” diye sordu Gao Qi.

Başarılı olma olasılığı… Bu You Huo ve diğerlerinin de her zaman hesapladığı bir şeydi.

Üç yıl önce, You Huo’nun otoritesi yeterince yüksek olduğu için ve savunma protokolü geç devreye gireceği için doğrudan ana kontrol merkezine girmeye cesaret etmişlerdi, böylece zaman gecikmesinden yararlanabileceklerdi.

Teoride, bu yöntem düzeltme programı kullanmaktan çok daha kolay olmalıydı. Sonuçta, düzeltme programı, ana kontrol merkezi %80 hasara ulaştığında çekirdek bilgisayara ulaşmalarını ve programı yüklemelerini gerektiriyordu.

Bu sefer farklıydı. Baş gözetmen yüksek otoritesini kaybetmiş olsa da, şimdi 154’leri vardı.

154 benzer şekilde saldırının ve hata protokolünün aktivasyon süresini ayarlamaya ve ölümcül etkisini mümkün olduğunca azaltmaya yardımcı olabilirdi. Ancak bu, Du Deng Liu’nun onları kesintiye uğratmaması koşuluyla yapılabilirdi.

Öte yandan, 154 varken, düzeltme programının kurulumu çok daha kolay olacaktı. Tabi bu, onu zamanında onarabildiği sürece geçerliydi.

Yani nasıl hesaplamış olurlarsa olsunlar, bu sefer başarılı olma şansları geçen sefere göre çok daha yüksekti.

“Göreceli olarak konuşursak, tehlikeler yine de mevcut, bu yüzden bir seçim yapma hakkınız var.”

You Huo tekrar saate baktı ve sonra bir çift koruyucu eldiven çıkarıp giydi. Saati ayarlarken, “Yapın ya da yapmayın. Birini seçin.” dedi.

Beklenmedik bir şekilde, insanlar seçimlerini çok hızlı bir şekilde yaptı. Grup kısa sürede ikiye bölündü. Tüm gözetmenler ve büyük bir grup sınav katılımcısı onun tarafında dururken, yaklaşık iki veya üç yüz kişi hâlâ tereddüt ediyordu.

Bu sonuç herkesin beklentilerini aşıyordu.

Qin Jiu başını salladı, “Katılmak istememeniz normal. Tamamen anlaşılabilir. Ancak güvenlik açısından, şimdilik bu dinlenme tesisinde kalmalısınız. 154 sizin için kalacak bir yer ayarlayacak. İşimiz bitmeden burayı terk edemezsiniz ve kimseyle hiçbir şekilde iletişim kuramazsınız.”

Bunu duyan birkaç kişi harekete geçmek istedi ama belki de çeşitli kaygılardan dolayı adım atamadılar.

Çok geçmeden bu grup, aceleyle gelen Chu Yue tarafından konaklama yerine geri götürüldü.

021 ise kahramanca bir başka ‘iyi öğrenci’ kartı almak için başka bir gözetmen grubunu sınava götürdü.

“Şimdi ne olacak?” Geriye kalan gözetmenler yerlerinde durmaya devam ettiler.

Qin Jiu telefonunu çıkarıp baktı, “Tam zamanı. İki dakika kaldı. Geçmemiz için yeterli zaman.”

Gao Qi sordu, “Nereye? Ne yapmaya?”

You Huo kaslarını çalıştırdı ve çenesini uzaktaki bir yere doğru çevirmeden önce duvara doğru döndü.

O yönde dört tane parlak ışıklı büyük depo vardı. Her birinin dışında girişi koruyan ‘asker’ giysili iki NPC takımı duruyordu. Qin Jiu’nun daha önce kontrol etmeye gittiği yer burasıydı. Dinlenme tesisindeki en büyük cephanelikti.

Bu dinlenme yerinin özel bir kuralı vardı. Silahlar iki şekilde elde edilebilirdi–

İlki bunları puanlarla elde etmekti ancak silah, mühimmat, mermi vb. hepsi ayrı ayrı hesaplanıyordu. Sadece kendini savunmak için ihtiyacınız varsa sorun değildi ancak bir isyan içinse… Fiyat çok da göz kamaştırıcı olmazdı.

İkincisi, kendi yeteneklerinizi kullanarak onu alabilirdiniz. Rekabet etmek veya bahis oynamak, gardiyanların size gönüllü olarak silahları vermesini sağlayabildiğiniz sürece sorun değildi, onları alabilirdiniz.

Buradaki tüm insanların silah talebi göz önüne alındığında, onları satın almak bir seçenek değildi. Tüm servetlerini kullansalar bile, yeterli olmazdı.

You Huo’nun kartı eksi iki yüz civarındaydı. Bunun çok farkındaydı bu yüzden ilk seçeneği hiç düşünmedi bile.

Ve böylece beş dakika sonra, yedi yüzden fazla aday ve otuzdan fazla gözetmen çiti aşarak aydınlık depolara doğru yöneldi.

Eski baş gözetmen A ve şu anki baş gözetmen 001’in liderliğinde o depoları yağmalayıp temizlediler.

***

Sabah 1:44

1 ve 2 numaralı depoların güvenliği aşılmıştı ve 300’den fazla aday depoları boşaltmıştı.

Di Li, silahları taşımak için kullanılan kamuflaj boyalı bir araçtan bir grup insanı çağırdı. Yardımcı pilot koltuğuna otururken, ileriyi işaret etti ve Qin Jiu’ya bağırdı, “Qin Ge! Ya o?”

Qin Jiu telefonunu ona doğru salladı, “154 zaten bununla ilgileniyor. Endişelenme ve devam et.”

Sabah 1:52

Üç ve dört numaralı depolar da bu gangster sürüsüne daha fazla karşı koyamadı. Geriye kalanlar bir kez daha bu iki deponun çoğunu temizledi.

Gao Qi arabaya bindiğinde kendini tutamadı, “Bu kadarına ihtiyacımız var mı? Ana kontrol merkezi sadece bir laboratuvar değil mi? Bir laboratuvara girmek için bunlara neden ihtiyacımız olsun?”

You Huo, “Ana kontrol merkezi bu dinlenme tesisinden daha büyük.” dedi.

Gao Qi: “???”

Sabah saat 02.10’da herkes otelin dışında, alt katta toplandı.

021 şaşkınlıkla araba sırasına bakarken, yeni edindiği iyi öğrenci kartını tutuyordu.

154 dışarı çıktığında ağzı kocaman açıldı, sonra hemen eski soğuk, ifadesiz hâline geri döndü.

“Bu tepki ne?” Qin Jiu eğlenerek sordu, “Sen de bunun çok fazla olduğunu mu düşünüyorsun?”

154 başını iki yana salladı, “Hayır, gayet uygun.”

“O zaman ağzın neden açıktı?”

“Sistemin bir parçası olarak hâlâ içgüdüsel olarak tepki verebiliyorum…”

Kimse kendini tutamadı ve cevabına kahkahalarla güldüler.

Ama bir sonraki saniye, 154 kötü bir haber verdi–

“Du Deng Liu saklandı. Onu bulamıyorum.”

Herkesin yüzündeki gülümseme bir anda kayboldu.

154, “Ama sahip olduğumuz zaman sınırlı. Sonuçta, burada bu kadar büyük bir kargaşa varken, kalkanı açsam bile sistem yine de fark edecektir.” dedi, “Du Deng Liu da kayıp olduğu için durum şimdi daha karmaşık. Sistem ana kontrol merkezini kapatmadan önce içeri girmeliyiz.” dedi.

Qin Jiu sordu, “Sence ne kadar zamanımız var?”

154, “On dakika” dedi.

Herkes ayaklanmıştı. Bunu ciddi bir sessizlik izledi.

On dakika neye yeterdi ki? You Huo ve Qin Jiu ne kadar güçlü olursa olsun ve orada ne kadar çok insan olursa olsun, o dakikalarda Du Deng Liu’yu bulup onu engellemek imkansızdı.

Bu sırada You Huo, 021’e yaklaştı, “Kartı bana ver.”

021 ise niyetini tam olarak bilmediği için sadece kartı verebildi.

Geriye kalan iyi öğrenci kartlarına bunu da eklersek, bir kez daha bir takım kurabilirdi.

You Huo 154’e sordu, “Bu sınav merkezi özel. Bir ekip kurmak için kimi bulmalıyım?”

Chu Yue bir anlığına afalladı ve eski bir not defteri çıkarıp ona verdi, “Aynı şey. Dinlenme tesisinden sorumlu bir kişi olduğu sürece yapabilirsin. Not defterimi yanımda taşıyorum. Buraya yazabilirsin.”

Deftere bir kalem bağlanmıştı. You Huo, diğerlerinin de kendi isimlerini eklemeleri için defteri etrafta dolaştırmadan önce kalemi kendisinin ve Qin Jiu’nun isimlerini yazmak için kullandı.

Defter herkesin elinden geçerken, hepsi şaşkındı ve niyetini anlayamıyorlardı.

Sekiz dakika sonra, defter You Huo’ya geri verildi. Herkesin gözetimi altında, You Huo kalemi aldı ve sonra son derece uzun listenin sonuna başka bir isim ekledi–

Du Deng Liu.

Herkes: “………”

Du Deng Liu şaşkın bir ifadeyle karşılarına çıkana kadar kimse You Huo’nun ne yaptığını anlayamadı.

BOSS’u takıma çekmek… sen insan mısın?!