Koyu Switch Mode

Number One Zombie Wife [Novel] 76. Bölüm

A+ A-

Çevirmen: Khentimentiu


 

 Kalabalık hep bir ağızdan bağırdı. 

 

“Genç efendi, iyi misiniz?” 

 

Mu Yi Fan, şu an acı hissetmemesine sevinmişti, yoksa sırf acıdan ölebilirdi. 

 

“Konuşun, kim tekmeledi beni ha!” 

 

Kafasını çevirip o lanet olası her kimse, görmek istedi. 

 

Tam o sırada bir adam yanına gelip yakasından tutarak onu yerden kaldırdı. 

 

Mu Yi Fan, adamın yüzünü görünce gözleri fal taşı gibi açıldı. 

 

“Zhan… Bei Tian.” 

 

O burada ne arıyor ya?! 

 

Üstelik bu adamın bakışları… geçen sefer Li Qing Tian’ın dairesinin altındayken gördüğünden bile daha korkunçtu. 

 

Zhan Bei Tian, gözlerini o adamdan ayırmadan, onu sekiz parçaya ayırmak ister gibi öfkeyle bakıyordu. 

 

Zhan Bei Tian, Mu Yi Fan’ın karnındaki yuvarlak şişkinliği ve göbek deliğindeki kırmızı çizgiyi gördü. 

 

Gözleri parladı, içinde tarifsiz bir acı da gizliydi. 

 

Evet, bu kesinlikle Mu Mu’ydu. 

 

İki gün önce Lu Lin, ona bazı sonuçlar bildirmişti ve o andan beri şüpheleniyordu. 

 

Her ne kadar Mu Mu’nun Mu Yi Hang’le bir olup çocuğu öldürmeye çalışmasının nedenini anlamasa da, “Mu” ve “Mu Mu” kelimeleri Çince’de aynı şekilde telaffuz ediliyordu. Bu da, Mu Mu’nun Mu ailesiyle bir bağlantısı olabileceği ihtimalini aklına düşürmüştü. 

 

Zaten Bai Bi köyündeyken Mu Mu’ya Mu Teknoloji Grubu’yla ilgili bir şey sorduğunda, Mu Mu göz teması kurmamıştı. 

 

Bu da şüphelerini artırmıştı. 

 

Mu Mu kesinlikle Mu Ailesi’yle ilgili biriydi. 

 

Ayrıca, Mu Yi Fan’ın kemik kanserini muayene eden özel doktoru Li Qing Tian, neden Mu Mu’nun da kanserini kontrol etsin ki? 

 

O zamanlar bu benzerliklere dikkat etmemişti çünkü Mu Mu’nun, nefret ettiği Mu Yi Fan olabileceğini aklına bile getirememişti. 

 

Ama şimdi… 

 

Aynı gözler, aynı tavırlar… hepsi Mu Yi Fan’a ait. 

 

Sonunda Rong Xue’nin telefonunu teslim etmesini istediği gün, gönülsüzce de olsa gitmişti. Asıl amacı Mu Mu’nun telefonunda bir ipucu bulmaktı. 

 

Ama bulduğu şey bu olmuştu… 

 

Bu sırada, Mu Yi Fan Zhan Bei Tian’ın bakışlarını fark etmemişti. 

 

Kafasında sadece şu vardı. 

 

“BAŞ KARAKTER BENİM MU MU OLDUĞUMU ANLADI! NE YAPACAĞIM ŞİMDİ?!” 

 

Zhan Bei Tian, onu bırakmadan önce gözlerini ondan ayırmadan şöyle dedi. 

 

“Mu Yi Fan.” 

 

Bu üç kelime ağzından dişlerinin arasından çıkmış gibiydi, soğuk ve öfkeliydi. 

 

“Sana böyle mi hitap etmeliyim, yoksa Mu Mu mu demeliyim?” 

 

Zhan Bei Tian, en çok yalanlara tahammül edemezdi. 

 

Ama Mu Yi Fan onu yalnızca sahte bir isimle kandırmamıştı, yüzünü sargıyla kapatmış, başka biri gibi davranmıştı. 

 

Ve en acısı, onun en büyük düşmanı olduğunu fark edemeden zamanla ona güvenmeye, hatta değer vermeye başlamıştı. 

 

Zhan Bei Tian bu düşüncelerle daha da öfkelenmişti. 

 

Ama bir anda, Mu Yi Fan’ın solgun yüzü ve dudaklarına takıldı. 

 

İki gün önce hissettiği enerji dalgalanmasını hatırladı, bu bir zombinin güç yükseltmesiydi. 

 

Bütün bunlar, Mu Yi Fan’ın enfekte olduğunu kanıtlıyordu. 

 

Ve onu yere fırlatmasının nedeni de bu olmalıydı. 

 

Ama o günden sonra zombilik enerjisini bir daha hissetmemişti. Muhtemelen karnındaki Qing Tian Boncuğu sayesinde bastırılıyordu. 

 

Ama neden Qing Tian Boncuğu bir zombiye yardım etsin ki? 

 

Mu Yi Fan’ın kalbi hızla atıyordu, Zhan Bei Tian’ın öfkeli bakışlarına karşılık vermeye cesareti yoktu. 

 

Gerçek kimliğinin ortaya çıkması onu korkutmuştu. 

 

Zaten yalan söylediğini biliyordu, ama şimdi nasıl davranması gerektiğini bilemiyordu. 

 

Zhan Bei Tian’ın  onu öldürmek istemesi gerekmez miydi?! 

 

Tam bu sırada cesaretli bir yönetici öne atıldı. 

 

“Bayım, ne yapıyorsunuz? Lütfen genç efendiyi bırakın yoksa güvenliği çağırırız.” 

 

“Ah! Sekreter Zhang yine ayağa kalktı!” 

 

Zhan Bei Tian dönüp baktığında Zhang yavaşça ayağa kalkıyordu. 

 

Kafasında bir şimşek çaktı. 

 

Mu Yi Fan’ın saldırdığı kişi bir zombiydi. 

 

Ya da en azından öyle olmuştu. 

 

Başkalarının tepkilerine bakarak, bu kişinin zaten uzun zamandır zombiye dönüştüğünü anladı. 

 

Zaman kaybetmek istemedi, silahını çıkarıp Zhang’ın kafasına ateş etti. 

 

Kurşun tam kafasına isabet etti ve Zhang yere yığıldı. 

 

Herkes şok içinde olduğu yerde donup kaldı. 

 

Birçoğu hayatında ilk kez gerçek bir silah sesi duymuştu. 

 

Mu Yi Fan bu sahneyi görünce, kendisi de aynı sonu yaşamamak için bir fırsat kolladı. 

 

Zhan Bei Tian’ı itip yöneticilerin arasına daldı. 

 

“Burada durmayın… kaçın!” 

 

Herkes kendine geldi ve koşarak asansöre yöneldi. 

 

Mu Yi Fan başkanın özel asansörüne atladı. 

 

Bazıları tereddüt etse de, birkaç cesur kişi daha asansöre bindi. 

 

Bu da Zhan Bei Tian’ın da içeri girmesi için bir fırsat verdi. 

 

Zhan Bei Tian içeri girip parola panelinin yanına geçti. 

 

Mu Yi Fan köşeye, ondan en uzak noktaya sıkıştı. 

 

Diğerleri de korkuyla uzak durmaya çalıştı. 

 

Asansör sessizdi. Herkes birbirinin nefesini duyacak kadar gergindi. 

 

Bir süre sonra biri, “Şey… parolayı girmediniz,” dedi. 

 

Gözler Mu Yi Fan’a çevrildi. 

 

Zhan Bei Tian, köşedeki Mu Yi Fan’a soğuk bakışlarını dikti. 

 

Mu Yi Fan tereddüt etti, ama herkesin orada kalması tehlikeliydi. 

 

Üstelik zombilere karşı kendini tutamayabilirdi. 

 

Elini uzatıp parolayı girdi. 

 

Ama o anda Zhan Bei Tian elini tuttu. 

 

Hiçbir şey söylemedi, sadece gözlerini dikti ve soğuk bakışlarını ondan ayırmadı. 

 

Asansör “çın” sesiyle yere ulaştığında, birden sordu. 

 

“Yedin mi?” 

 

Bu cümleni  anlamını sadece ikisi biliyordu. 

 

Mu Yi Fan hayır anlamında başını salladı. Et yememişti, yani insan eti. 

 

Zhan Bei Tian ancak o zaman elini serbest bıraktı. 

 

Kapı açıldığında yöneticiler Mu Yi Fan’ı dışarı doğru itti. 

 

“Genç efendi, çabuk çıkın!” 

 

“Güvenlik, güvenlik! Katil var!” 

 

Girişteki herkes bağrışmaya başladı. 

 

5-6 güvenlik görevlisi coplarla koştu ve Zhan Bei Tian’ı kuşattı. 

 

Mu Yi Fan, Zhan Bei Tian’a bir şey olmayacağını bildiği için binadan kaçtı. 

 

Zhan Bei Tian ise karşılık vermedi, olduğu yerde durdu ve gözleriyle Mu Yi Fan’ı takip etti. 

 

Yarım saat sonra polis geldi. 

 

Zhan Bei Tian’ı karakola götürdüler. 

 

Ama beş dakika içinde karakol müdürü bizzat gelip onu serbest bıraktı ve özür diledi. 

 

Ona eşlik eden polis memurları şaşkına döndü, her biri olayla ilgili binlerce kelimelik rapor yazmak zorunda kaldı. 

 

Bu haberi alan Lu Lin ve diğerleri hemen karakola geldi. 

 

Zhan Bei Tian’ı almaya geldiklerinde, karakol müdürünün adeta taparcasına özür dilediğini gördüler. 

 

Araca bindiklerinde, Xiang Guo sordu. 

 

“Patron, Mu Mu’yu görmeye gidiyordun, nasıl oldu da karakolluk oldun?” 

 

Zhan Bei Tian, “Mu Mu” kelimesini duyar duymaz buz gibi bir bakış attı. 

 

Lu Lin hemen konuyu değiştirdi. 

 

O günden sonra, kimse Zhan Bei Tian’ın yanında “Mu” harfini bile telaffuz etmeye cesaret edemedi. 

 

Etiketler: novel oku Number One Zombie Wife [Novel] 76. Bölüm, novel Number One Zombie Wife [Novel] 76. Bölüm, online Number One Zombie Wife [Novel] 76. Bölüm oku, Number One Zombie Wife [Novel] 76. Bölüm bölüm, Number One Zombie Wife [Novel] 76. Bölüm yüksek kalite, Number One Zombie Wife [Novel] 76. Bölüm light novel, ,

Yorum