Koyu Switch Mode

Number One Zombie Wife [Novel] 71. Bölüm

A+ A-

Çevirmen: Khentimentiu.


 

Zifiri karanlıkta, elini uzatsan beş parmağını göremeyeceğin bir ortamda, kulakları tırmalayan canavar vari bir çığlık yankılandı. Bu ses hem acı doluydu, hem de insanın içini ürperten cinstendi. 

 

“AHHHHH!” 

 

Bu acılı çığlık bodrumda yankılanıp kaldı. bir anda bütün ışıklar yanıp sönmeye başladı ve çat diye hepsi birden yandı, bodrum sanki güneş görmüş gibi aydınlandı. 

 

Bodrumun girişinde, yüzü sargılarla sarılmış bir adam, yere uzanmış şekilde tavana bakıyor, gözleri kırmızı kırmızı parlıyordu. Ama yüzünde garip bir memnuniyet vardı. 

 

“Anasını satayım, sonunda hayatta kalmayı başardım…” 

 

Zombi olmaktan, kafama sıkılıp ölüp gitmekten yırtmıştım! Daha ne isterim? 

 

Tam o sırada karnının içindeki minik şey hoplamaya başladı, sanki o da kutlama yapıyordu. 

 

Mu Yi Fan kaşlarını çattı, karın bölgesine baktı. 

 

“Küçüğüm, arada sırada kıpırdaman tamam da, ailene sinyal gönderme bari. Zhan Bei Tian burada olduğumu öğrenirse yaşatmaz beni!” Evet Mu Yi Fan Qing Tian boncuğuna artık küçüğüm diyordu. 

 

Qing Tian Boncuğu ile sahibi birbirine bağlıydı. İsterlerse birbirlerinin yerini anında bulabiliyorlardı. 

 

Boncuk birden sessizleşti. Aynı anda Mu Yi Fan’ın gözleri de eski hâline döndü, zombi enerjisi resmen nörtleşti. Ayağa kalkıp kollarını ve bacaklarını oynattı. vücut esnekliği tamdı. Hatta konuşabiliyordu ki bu da düşük seviyeli zombilerde pek görülmezdi. 

 

Zaten Zhan Bei Tian’ın “ben bunu zombiden adama çeviririm” diye içine koyduğu o yayla suyu mucize gibiydi. Hem içirdiği içecek, hem de sıcak banyosu Mu Yi Fan’a resmen level atlattı. Düşük seviye zombi iken orta seviyeye ışınlandı resmen. Ama hangi seviyede olduğunu hâlâ bilmiyordu. 

 

Bodrumdan çıktı, birinci kata yürüdü. Evin dekorasyonu sade ama klasik zengin işiydi, eşyalar yerli yerindeydi ama üstleri toz içindeydi. İkinci kata çıktı, orası da yıllardır el değmemiş gibiydi. Şansına tüm mobilyalar naylonla kaplanmıştı da toz geçmemişti. 

 

Kendini toparladı, boy aynasının karşısına geçti. Yüzünden sargıları yavaşça çıkardı. Solgun bir ten, kansız dudaklar, kararmış göz altları ve kırmızı irislere rağmen… aslında normal bir insandan pek farkı yoktu. Hatta daha zarif görünüyordu. Adam resmen aristokrat gibi duruyordu. Eh, zaten önceden de bir genç efendiydi. 

 

Belinden telefonunu çekip çıkardı, “Bugün günlerden ne?” diye bakmak istedi. Ama telefonun şarjı yoktu.  

 

Aklına bir şey geldi. Bu odadan yan villayı görebiliyordu. Hemen perdeyi hafifçe aralayıp dışarı baktı. Komşu villanın kapısı görünüyordu, önünde de siyah bir jip vardı. Derken, villadan güvenlik kıyafetli bir adam fırladı, sanki savaş alanından kaçıyor gibi can havliyle güvenlik kulübesine koştu. 

 

“Bu kişi… pizza getiren güvenlikçi değil mi?” dedi kendi kendine. “Niye bizim villadan fırladı ki?” 

 

Aklına korkunç bir ihtimal geldi. 

 

“Yoksa Sun Zi Hao benim güvenliği satın aldığımı mı öğrendi?” 

 

Derken Lu Lin, Xiang Guo ve Mao Yu göründü. Mu Yi Fan’ın kalbi hızlandı. “Zhan Bei Tian gelmiş!” dedi kendi kendine. 

 

Onu düşündüğü anda, ruh hâli birden çöktü. Artık Zhan Bei Tian onun düşmanıydı. Eski günler mazide kalmıştı. Bu düşünce bile içini burkuyordu. Camda fazla kalmadı, askerlerin sezgileri güçlüydü, hemen birinin onu fark etmesinden korktu. 

 

Perdeyi kapattığı anda, pencereden içeri giren canlı kokusu burnuna doldu. Ağız sulandıran bir kokuydu bu… Derken, gözleri yine kıpkırmızı oldu, kan içme arzusu mantığını bastırıyordu! 

 

Pencereye yürüdü, atlayacak gibi oldu ama… karın bölgesinde biri yumruk attı sanki! Tüm vücudu kendine geldi. Açlık bastırıldı. 

 

“Of ya…” dedi. “Ben hâlâ düşük seviyeli bir zombiyim. O beyaz giyen adam gibi kendimi kontrol edemiyorum.” 

 

Sonra başını indirip böbeğine baktı. 

 

“Acaba biraz daha mı büyüdü bu? Hayal mi görüyorum?” Elleriyle kontrol etti. Aynı gibiydi ama içi içini yiyordu. 

 

En büyük sıkıntı, kaslar çalışmadığına göre bu gaz birikimi neyle çıkacak? Bu göbek bu kadar büyürse… cidden çirkin olacak! Karnım burnumda gezeceğim resmen. Bu şekilde nasıl sevgilim olacak? 

 

“Gerçi ben zombi oldum… Benimki kalkmaz ki artık…” 

 

Omzunu silkti. “Kadın bulsam ne olacak?” 

 

Kitabında üst seviye zombiler insan gibi oluyordu ama… alt kısımlar için hiçbir açıklama yazmamıştı! 

 

Göğsüne bir yumruk vurdu, “Mu Yi Fan, salaksın! Niye detay yazmadın lan! Erkeklik meselesi bu, erkeklik!” 

 

Aşağı indi, telefonunu şarja taktı. Televizyonun üstündeki naylonları kaldırdı ve kanepeye uzandı. 

 

Haberleri açtı. Bugün 26 Nisan saat 12:08’di. 

 

Bir haber dikkatini çekti. Son zamanlarda hastanelere “ısırılan” hastalar gelmeye başlamıştı. Bu insanlar bir süre komada kaldıktan sonra kurt adam gibi uyanıyor ve insanlara saldırıyordu. Isırıkla bulaşan bu hastalığın nedeni bulunamıyordu. Henüz devletin dikkatini çekmemişti ama belli ki bu daha başlangıçtı… 

 

Mu Yi Fan kanalı değiştirdi, iç çekti. 

 

“Ya küçüğüm, biraz sakin ol be…” dedi. 

 

Karnındaki Qing Tian Boncuğu hâlâ kıpır kıpırdı, ama bu sefer sanki üzgün gibiydi. Kalp atışı gibi yavaş, duygulu bir şekilde atıyordu. 

 

“Ne istiyorsun?” dedi Mu Yi Fan sinirle. 

 

Boncuk atmaya devam etti. 

 

“Zhan Bei Tian’ı mı görmek istiyorsun?” 

 

Tepki yok. 

 

“Dışarı çıkmak mı istiyorsun?” 

 

Yine yok. 

 

“Ne o zaman?!” Kendi kendine söylendi: “Keşke Zhan Bei Tian gibi kalpten iletişim kurabilseydim. Benimle konuşamıyorsun ki…” Karnını tutup okşamaya başladı. 

 

“Açım…” dedi içinden. 

 

Ama onu doyuran tek şey, İnsan etiydi. 

 

O düşünceyle birlikte, boncuk yeniden kudurdu! 

 

“Sen de mi açsın?” 

 

Atış hızlandı. 

 

“Ya ben şimdi çıkarsam, kendimi tutamam. Birini ısırırsam var ya…” 

 

Boncuk umursamadı, atmaya devam etti. 

 

“Tamam! Tamam, sus! Ama telefonun şarjı dolsun, ondan sonra!” 

 

Bir durdu, düşündü. “Sen ne yiyorsun ki zaten? Yoksa… yine yeşim mi istiyorsun?” 

 

Boncuk usulca hareket etti, sonra durdu. Mu Yi Fan gözlerini devirdi. 

 

“Senin benim karnımda ne işin var, beslenme masrafın bile ayrı dert.” 

 

İç geçirdi. “Kıyamet olmasa, milyarder olsam da batırırdın beni be küçüğüm…” 

 

Etiketler: novel oku Number One Zombie Wife [Novel] 71. Bölüm, novel Number One Zombie Wife [Novel] 71. Bölüm, online Number One Zombie Wife [Novel] 71. Bölüm oku, Number One Zombie Wife [Novel] 71. Bölüm bölüm, Number One Zombie Wife [Novel] 71. Bölüm yüksek kalite, Number One Zombie Wife [Novel] 71. Bölüm light novel, ,

Yorum