Çevirmen: Khentimentiu
“…”
Karnın içinde ne olup bittiğini göremese de, elinin altındaki minik tekmelerden birilerinin gayet neşeli olduğu anlaşılıyordu.
Bu neşe hali Zhan Bei Tian’a da bulaşmış olacak ki, o donuk suratın altından hafif bir tebessüm belirdi.
“Nasıl, hissettin mi?” diye sordu Mu Yi Fan, heyecanla.
Dün gece hastaneden döndüklerinden beri karnı hiç hareket etmemişti. Mu Yi Fan, bu sessizliği pek umursamamıştı.
Ama şimdi bu kadar sık hareket edince, durum o kadar basit olamazdı.
Romanın orijinalinde, Zombi Kral olan Mu Yi Fan’ın karnında böyle bir detay hiç anlatılmamıştı.
Mu Yi Fan, romanı zihninde hızlıca taradı ve bir anda hatırladı, Qing Tian Boncuğu! O gün yanlışlıkla yuttuğu, ruhani özelliklere sahip o boncuk hâlâ midesindeydi!
Yoksa bütün bu zıplama, Qing Tian Boncuğu’nun işi mi?
Karnı öyle bir zıplıyordu ki, Zhan Bei Tian “Yok ben bir şey hissetmedim.” Dese bile kimse yemezdi.
Zhan Bei Tian, “Nasıl numara çevirsem de ‘yok bir şey ya, miden ses yapmıştır’ diye yutturabilsem?” diye düşünürken…
Mu Yi Fan’dan bomba gibi bir açıklama geldi.
“Bence gazdan kaynaklı. İki tane sağlam osursam, bir daha zıplamaz zaten.”
“…”
İçinde ruhani boncuk var, adam hâlâ “sağlam bir osursam geçer” diyor…
Eğer gerçekten içinde Qing Tian Boncuğu varsa, kesinlikle hastaneye gidemezdi.
Çünkü erkek kahraman yani Zhan Bei Tian, romanın orijinalinde birine bu kadar uzun süre vakit ayırmazdı.
Hele ki bir villa köşesinde takılıp durmaz, boşuna yanında kalmazdı.
Zaten o gün, Li Qing Tian, erkek kahramanı kandırmak için kırk takla atmıştı. Yine de Zhan Bei Tian onu bırakmamış, hatta onun için kurşun yemişti!
Şimdi… Qing Tian Boncuğu yüzünden bu adam onun yanında kalıyorsa, hastaneye gidip o boncuğun yerini öğrendikleri an işler değişirdi.
En iyisi sessiz kalmak, durumu çaktırmamak.
Zhan Bei Tian, ince dudaklarını kapatmak için sağ elini burnunun altına getirdi, başını hafifçe yana çevirdi.
Mu Yi Fan’ın görmediği tarafta dudakları kıvrıldı ve bastırılmış bir kahkaha patlayacaktı neredeyse.
Bu adam çok komik ya!
Mu Yi Fan, Zhan Bei Tian’a dik dik baktı ama cevap alamayınca başını eğip karnına fısıldadı.
“Bir daha zıplama sakın.”
Anında karnı sustu. Ortalık sessizliğe büründü.
Mu Yi Fan’ın gözleri parladı.
Demek gerçekten Qing Tian Boncuğu yüzündenmiş.
Birkaç kez daha denedi. “Zıpla,” dedi, zıplamadı. Sessizliğini korudu.
Tamamdır, diye düşündü Mu Yi Fan.
Boncuk dışarı çıkana kadar panik yapmaya gerek yok. Zaten zamanı geldiğinde Zhan Bei Tian’ı ortadan kaldıracağım.
Film boyunca ikisinin de kafasında ayrı ayrı tilkiler dolaşırken, film tadı tuzu kalmamış bir şekilde sona erdi.
Sinemadan çıkar çıkmaz doğruca villaya doğru yola koyuldular.
Araba yolculuğu boyunca Mu Yi Fan’ın gözleri kapanıyor, sürekli esniyordu. Villaya vardıklarında Zhan Bei Tian arabayı park edip, Mu Yi Fan’a yardım etmek için arabadan indi.
“Bei Tian, kıyafetleri denersin birazdan, olmazsa yarın değiştiririz.”
Bir yandan da kendini sürükleye sürükleye villaya doğru yürüyordu. Arkasından Zhan Bei Tian, arabanın arka koltuğundaki poşetleri alırken…
Pat diye bir şey yere düştü.
Yorum